Peki bu gelecek senaryoları için niçin bu kadar çok
heyecanlanıyorum? Bunun yanıtı küresel bir araştırmada gizli.
Fujitsu'nun 2030 yılında teknolojinin hızlı değişiminin iş
dünyasına küresel yansımalarını incelediği araştırması oldukça
dikkat çekiyor. Araştırmaya göre, küresel işletmelerin yüzde 84'ü,
hükümetler arası kurumlar ve hükümetlerin önderliğinde, değişim
hazırlığı için eşgüdümlü bir küresel çözümden yana duruyor. 2030'da
iş dünyasını etkilemesi beklenen ana akımların; dünyadaki
çevrimiçinin (dünyanın %70'ine internet erişimi olacak),
otomasyonun (robotik ve yapay zeka dahil) ve yaşlanan nüfusun
olacağı düşünülüyor.
Zaman Çizelgesi 2030 Raporu, kitlesel işsizlik ve eşitsizlik
tehdidinin 2030 yılına kadar değişime eşgüdümlü tepki olmadan
ortaya çıkacağını söylüyor.
ROBOTLARA İŞSİZLİK MAAŞI
Sürücü ehliyeti tarihe karışıyor. İnsansız hava araçları ve
sürücüsüz otomobillerden sonra insan hataları ortadan kalkıyor.
Artık bir noktadan diğerine niçin ve nasıl gideceğimizi menüden
seçeceğiz. İletişim için ücret ödemeyeceğiz, iletişim ağları
üzerinden aldığımız servislere ödeme yapacağız. Peki işsizlik
maaşımızı robotlar mı ödeyecek? Evet, neden olmasın! İşte iletişim,
ulaşım, robotlar, işsizlik ve eşitsizliğe dair gelecek
senaryolarına göz atalım. Akıllı şehirler için yepyeni senaryolarla
karşı karşıya olduğumuzu da söyleyelim.
Ulaşım yani sürücüsüz ve elektrikli araçlar için Temsa'nın yeni
Genel Müdürü Hasan Yıldırım'ın sözlerine kulak verdim. Sonuçta
gelecek senaryolarında bireysel araçlardan çok, paylaşım ekonomisi
öne çıkacak.
5G konusunda Türk Telekom girişimi Argela'nın geleceğin ağ
altyapıları konusundaki birikimine güvenerek gelecek senaryosu
çizmek zor değil. Ağ güvenliği ve düşünce hızında 5G altyapısı
konusunda küresel oluşumlarda söz sahibi Argela'nın deneyimleri
gelecek senaryolarını netleştirmeme yardımcı olacak.
LİDERLERİN YÜZDE 84'Ü POZİTİF
Dünyanın dört bir köşesinden iş dünyasının lideri konumunda olan
bin 400 kişiyle yürütülen araştırmanın sonucuna göre; bu kişiler
teknolojideki muazzam ilerlemeler sonucunda oluşan değişim için
koordine edilmiş küresel bir yanıt arıyorlar.
Liderlerin yüzde 84'ü bu yaklaşımın lehinde gözüküyor. Bu kitlenin
yarısı, bu yanıtın devletlerarası kuruluşlar (Birleşmiş Milletler
gibi) tarafından yönlendirilmesi gerektiğine inanıyor. Bu rakamı
yüzde 46'ya yakın bir yüzdeyle bağımsız hükümetler izliyor. Bunu
işletmeler yüzde 37 ile, sanayi kuruluşları ise yüzde 35 ile takip
ediyor.
Endişe verici bir şekilde, küresel ticaret liderlerinin yüzde
76'sı, kendilerinin ya da diğer uluslararası karar vericilerin
teknoloji odaklı değişiminin etkisini, etkin bir şekilde planlamak
için şu anda yeterli olmadığını düşünüyor.
AKILLI ŞEHİRE 5G İLE HAZIRIZ
İnsanlardan çok nesnelerin internete bağlandığı, düşünce hızında
genişbant internetin kullanıldığı, trafiksiz, kazasız ve her
cihazın birbiriyle konuştuğu bir şehir hayal edin. Türk Telekom
girişimi Argela sahip olduğu 5G birikimiyle kullanım senaryoları
oluşturmaya çalışıyor.
İstanbul gibi bir şehirde, taksici ve minibüslerin kavga etmediği,
otobüs sürücülerinin yolcuların yüreğini ağzına getirmediği bir
ulaşım hizmeti düşünün. Sağlıktan güvenliğe, eğitimden robotiğe her
alanda yeni uygulamalarla tanışıyoruz. Enerji tasarrufu ve
kaynakların verimli kullanımı ile belediyelerin gelirlerini
arttıran ve vatandaşların günlük yaşam konforunu yükselten akıllı
şehir konsepti için kurumların birlikte çalışması şart.
Türk Telekom öncelikle Kars, Antalya ve Karaman'da başladığı akıllı
şehirler projesi kapsamında çözüm üretiyor. Son olarak, Bursa Su ve
Kanalizasyon İdaresi ile gerçekleştirilen anlaşma tüketicilerin
konforuna ve de belediyelerin verimliliğine ciddi avantaj
sağlıyor.
Tüm nesnelerin birbiriyle konuşmasını sağlayacak teknolojiler önem
kazanacak. Nesnelerin interneti teknolojilerine yön verecek yeni
standartları belirlemek üzere kurulan GSMA (GSM Operatörleri
Birliği) (NB-IoT) Forum'a Türkiye'den katılan Türk Telekom, önemli
bir dönemeçte ciddi bir görev üstlenmiş olacak. Aynı zamanda
uluslararası çalışma gruplarında yeni nesil ağ teknolojilerinin
gelişimini yakından takip ediyor ve 5G yazılımlarının üretim
süreçlerinde yer alıyor. Bu çalışmalar aslında Türk mühendislerine
de ciddi bir deneyim kazandırıyor.
EHLİYETİ UNUTUYORUZ
Elektrikli, internete bağlı ve sürücüsüz araçlar konusunda önemli
planları ve deneyimi olan Temsa'nın Genel Müdürü Hasan Yıldırım,
geleceğin ulaşım ve akıllı şehirlerini şöyle anlatıyor:
"Düşünün 20 yıl sonra biz torunlarımıza 'Araçları biz
kullanıyorduk. Hatta kullanmak için ehliyet almak zorundaydık' diye
söylediğimizde mutlaka şaşıracaklar. Trafik derdinden söz
ettiğimizde bize anlamsız bakışlarla karşılık verecekler. Artık bir
noktadan diğerine seyahat etmek için farklı alternatifler
kullanacağız. En ekonomik, en hızlı veya eğlence teknolojileri
kullanarak en keyifli seyahat rotalarını seçmek mümkün olacak.
Araçları satın almak için uğraştığımızı söylediğimizde inandırmakta
zorlanacağız. Trafik kazalarında binlerce insanın öldüğünü anlatmak
daha zor olacak. Bugün zaten dünyanın çoğu bölgesinde A bölgesinden
B bölgesine gitmek mümkün. Fakat 'akıllı şehir' vizyonuyla artık bu
iki nokta arasındaki yolculuğunuzun nasıl gerçekleşeceği masaya
yatırılıyor. Yolcu bize artık, 'Beni istediğim yere nasıl
götüreceksin?' diye soruyor. Bunun karşılığında da bizden temel
olarak üç şey talep ediyor: Trafiği çöz ve güvenli bir yolculuk
vaat et; çevreye duyarlı ol; seyahat sırasında online olmamı, diğer
platformla iletişim halinde olmamı sağla. Bu talepler aslında bize
şunu gösteriyor: Biz artık sadece birer otobüs üreticisi değil,
aynı zamanda birer servis sağlayıcısı olmalıyız."
DEĞİŞİME UYUM GÖSTERMELİYİZ
İş dünyası liderleri, teknolojiye dayalı değişim için hazırlanmanın
başlangıç noktasının değişen yetenek seti üzerine odaklanmak
olduğuna inanıyor. Liderlerin yarıya yakını (yüzde 46) mevcut iş
gücününün yeteneklerini değişen koşullara uygun olarak artırmanın
gerekliliğine inanıyor.
Eğitim müfredatında bir değişiklik arayanların oranıysa yüzde 41.
Yüzde 37'lik kesim, teknoloji altyapısına (yüksek hızlı internet
gibi) yatırım yapmanın önemli olduğunu düşünürken yüzde 36'lık
kesim, iş dünyası ve teknoloji uzmanlarının daha güçlü ortaklıklar
kurması gerektiğini düşünüyor.
?2030'DA BİZLERİ NASIL BİR DÜNYA BEKLİYOR?
Fujitsu'nun Trajectory firması ile ortaklaşa gerçekleştirdiği Zaman
Çizelgesi 2030 Raporu, iş liderlerinin gelecekle ilgili
endişelerine yer veriyor. "Zaman Çizelgesi 2030"; yapay zeka (AI),
robotik gelişmeler, yaşlanan nüfus, dijital vatandaşlık ilkeleri ve
internetin daha da yaygınlaşması gibi ana değişim faktörlerinin
sonucunda 2030'da dünyamızın neye benzeyebileceği konusunda bize
ışık tutuyor.
Yani torunlarımıza bırakacağımız dünyanın analizini yapıyor. Rapor
iş dünyası ve hükümet liderleri, toplumlar ve bireyler tarafından
şu andaki oylamalar neticesinde, olumlu (Yükselme Yolu) ve olumsuz
(Yoldan Çıkma) iki senaryo üzerinden geliştirilen varsayımları
özetliyor. Yani her iki yöndeki senaryolarla geleceğe yönelik
tahminleri güçlendirmeye çalışıyor.
ROBOTLAR İŞSİZ BIRAKIR MI?
Şu sıralar en çok konuşulan konu robotların insanları işsiz
bırakacağı. Peki artan işsizlik riskine karşı robot başına
şirketlere vergi gelebilir mi? Robotlar oy kullanana kadar insanlar
belli ölçüde tazminat alabilir. Yani robot kullanımı yaygınlaştıkça
şirketlerin vergi ödemesi söz konusu olacak.
İnsanların tüketime devam etmesi için gelir seviyesindeki düşüşe
engel olacak minimum gelire sahip olacak vergi ödemesi şart. Belki
tek korkulacak şey robotların insanlara benzemesi değil, insanların
robotlara benzemesi olarak düşünülebilir.