Timur Sırt Sabah Gazetesi

Yaylada internet detoksu

Hemşin yaylalarına sadece derelere, dağlara, buzul göllerine bakarak rahatlamaya gelindiğini sananlar yanılır. Yaylalar aslında yoğun çalışmanın ve katıksız emeğin olduğu yerlerdir. Peki teknoloji yazarı...

10 Eylül 2017 | 65 okunma

Hemşin yaylalarına sadece derelere, dağlara, buzul göllerine bakarak rahatlamaya gelindiğini sananlar yanılır. Yaylalar aslında yoğun çalışmanın ve katıksız emeğin olduğu yerlerdir. Peki teknoloji yazarı yaylada ne bulur, neyle karşılaşır? Tabii ki Hemşin'in Palovit yaylasında (2 bin 500 m) bolca yağmur, yayla çiçeği, duman ile az sayıda hayvanla karşılaştık. Yaylaya elektrik geldikten sonra maalesef televizyon getirenler de çoğalmış.
Yayla ocaklığında (meydanda) yakılan ateşin etrafında horon vurmak (horon tepilmez!) için festivalleri bekler olduk. Yayla ortamında ben de telefonu yanıma sadece fotoğraf ve video çekmek için aldım.

FOTOĞRAF İÇİN ŞARJ
Yaylada telefonun sadece kamerasını kullanınca şarj ihtiyacı azaldı. Alışkanlıktan olsa gerek yine de gözümüz ekrana takılıp kaldı. Kapsama alanında olmayıp antenlerin tümü kapalı olunca doğal olarak bildirimlerin sayısı artmıyor. Ama yine de bir umut ekrana bakıyorsunuz. Düşünsenize güncelleme bile yok! Sanki bir türlü zaman geçmiyor. Alışkanlıkla telefonu şarjda tutuyoruz. Telefonun kapsama alanına kavuşması için biraz aşağıda (2 bin 200 m) Hamlakit yaylasına dere boyunca yürümeniz gerekir. 1.5 saatlik yürüyüşten sonra Hamlakit yaylasındaki kahvenin 50 metre karşısında bir tümsekte durursanız konuşmanız mümkün oluyor. Ama ben bir türlü başaramadım.
Yaylada geceler bir başka güzel. Sabah da güneş karşıladı bizi. Kahvaltı sonrası Samistal yaylasına yürümeye karar verdik.

NE MESAJ GELDİ NE İNTERNETİ GÖRDÜK
Boğazı aşarken saatimizden yüksekliğin üç bin metreyi aştığını gördük. Ama asıl sürpriz boğaza ulaştığımızdaydı; müthiş bir rüzgardan sonra yağmur ve doluya tutulduk.
Hemen cebimdeki telefonun ıslak kalmamasına çabalıyorum. Gerçi telefon suya dayanıklı ama boğazı geçerken başlayan dolu ve yanı başımızda çakan şimşekler heyecanımızı tetikledi. Sonrası ise fotoğraf çekmek için harika bir manzara buluyoruz karşımızda. Hemen aşağıda Samistal'a uzanan yolu görünce rahat bir nefes aldık. Ve yiyeceklerimizi çantadan çıkarıp taşın üstüne koyduk ki telefonlar çalmaya başladı. Ancak ne mesajlar geldi ne internetin ucunu gördük. Sadece ses öncelikliydi.
Telefon yer yer çekmediği için açık antenler su gibi içti pilimizi. Üstüne video ve fotoğraf çekimleri de telefonun pilini bitirdi. Yayla evine dönene kadar elektrikle ilişkimiz de kesildi.

Yaylada üç boyutlu kamera
Yürüyüş sonrası akşam yaylada 3 boyutlu kamerayı açıp deneme fırsatı da buldum. Hem yürüdüğüm yolları hem kendimi görüntüye yerleştirince annemin dedikleri aklıma geldi: "Oğlum hep manzara fotoğrafı çekiyorsun. Biraz da kendini çek. Yoksa kimse oralara gittiğine inanmaz." 3 boyutlu kameraların kamera arkası görüntüleriyle manzaraları birleştirince annemin dilekleri de kabul oldu. Dağlarda 3 boyutlu görüntüler bir başka güzel, horon oynayan da tulum çalan da aynı karede değil 360 derece görüntüde birleşiyor.





YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
İş değiştiren, sevgi gösteren robotlar çağı 17 Kasım 2024 | 37 Okunma Kendi mini performansı çok büyük bilgisayarlar 10 Kasım 2024 | 53 Okunma Adım adım yapay zeka kullanmaya başlayın 03 Kasım 2024 | 225 Okunma Hızlı şarj etmek mobil yaşamın anahtarı oldu 27 Ekim 2024 | 83 Okunma Yeşil devrimin tohumları açlıkla mücadele ediyor 20 Ekim 2024 | 34 Okunma