Akıllı telefonlar, yapay zekâ teknolojisini kullanarak yediğiniz
gıdaları ve kalorisini tahmin etmeye çalışıyor. iOS ve Android
uygulamalar yerine Huawei Mate 20, bu yetenekleri telefon
kamerasına taşıyor
NESNE VE İNSAN TANIMA
Akıllı telefonların nesne ve insan yüzlerini ayırmasını sağlayan
yetenekler, fotoğrafları düzenlemeye de yardımcı oluyor. Bir
fotoğrafı ararken sadece koyduğunuz isim veya tarihe bakmanıza
gerek yok. Deniz dediğiniz anda deniz kenarında çekilmiş
fotoğrafları size listeliyor. Yani akıllı fotoğraf ve video
arşivleri oluşturmanız mümkün. Google, fotoğraflar uygulamasıyla
fotoğraf ve videolarınıza sınırsız bir depolama alanı sunarken,
sizi hazine değerinde verilere ulaştırıyor. Fotoğraflar kimlerle,
ne zaman, hangi sıklıkla ve nerede olduğunuzu bilmenizi sağlıyor.
Böylece kullanıcılara araç kiralamadan otele, restorandan giyime
pek çok öneri sunmanızı sağlıyor.
ZEKÂSI NEREDEN GELİYOR?
Akıllı telefonlar, yapay zekâ teknolojisini işlemci platform,
işletim sistemi ve uygulamalardan alıyor. Yapay zekâ ise
sensörlerden gelen verileri yorumlayarak kullanıcının hayatını
kolaylaştıran çözümler üretiyor. Ancak bu çalışmalar henüz yüksek
doğruluk oranını yakalayamıyor. Domates ve mozerella peyniri
karışımını deniz kabuklusu diye tanımlayabiliyor. Şimdilik ürünleri
tek tek gösterip tanıtmanız gerekiyor.
AKILLI TELEFON SAHİBİNİ TANIR
Birbirine çok benzeyen akıllı telefonlar yazılım ve yapay zekâ
yetenekleriyle ayrılıyor. Sonuçta her marka mevcut teknolojilerden
en iyi yemeği yapmaya çalışıyor. Yazılım, yemeğin baharatı gibi
akıllı telefona farklı lezzetler kazandırıyor. Üstelik bu lezzet
yapay zekâ teknolojisiyle kişiye özel damak tadı yeteneğini
kazandırmaya başladı. Bunun yanı sıra artık her telefon
kullanıcısının evini, ofisini ve aracını nereye park ettiğini
biliyor. Bu basit bilgi size sabah trafik veya hava durumu bilgisi
olarak geri dönebiliyor.