Henüz hiçbir şey eyleme geçmemişken, her şey sadece söylem
olarak konuşulmuşken…
Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın 1 Ekim’de Meclis’i
açış konuşmasında “İç cepheyi güçlendirmemiz lazım” çağrısı,
MHP Genel Başkanı Sayın Devlet
Bahçeli’nin, DEM Parti sıralarına giderek
tokalaşması,
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarına
anında Sayın Bahçelinin fiili destek vermesi, DEM Parti’ye,
“Türkiye partisi olun” çağrısını yapması,
MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin mecliste grup
toplantısında Apo’ya yapmış olduğu şok etkisi oluşturan çağrının
“Şayet terörist başının tecridi kaldırılırsa gelsin TBMM DEM Parti
grup toplantısında konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün
lağvedildiğini açıklasın” demesi,
Yapılan çağrı üzerine
Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan AK Parti İl Başkanları Toplantısı’nda, “Cumhur İttifakı tarihi bir pencere açtı. Açılan bu tarihi pencerenin kişisel hesaplara kurban edilmemesini istiyoruz. Hep beraber terörün olmadığı Türkiye’yi inşa edelim”
Sözleriyle Sayın Bahçeli’yi desteklemesi,
Öcalan’la 43 ay sonra ilk görüşmenin yeğeni DEM Parti Şanlıurfa
Milletvekili Ömer Öcalan’la gerçekleşmesi,
40 yıldır süren kanlı davanın bitirilmesi için bir umut
doğmuşken,
Barışın ilk adımı için ayağa kalkılmışken,
Türkiye’nin, Savunma sanayinin göz bebeği ülkemizin gururu
TUSAŞ’a pusu kurdular, taramalı silahlarla saldırdılar,
kıymetlilerimizi şehit ettiler.
Bu teröristler o kadar kudurdu ki barışın ilk adımlarını sabote
etmek için hemen harekete geçtiler.
Barış iklimi sadece maşaları, piyonları, figüranları değil onların
sahiplerini de telaşlandırdı.
Hainler ve kalleşler yollara düştüler, sonra leşleri serildi o
düştüğü yollara.
PKK’sı, ABD’si, Mossad’ı hepsi şüpheliler arasında.
Sayın Bahçeli’nin ifadeleri üzerine; PKK’nın silah bırakması ve terörün sonlandırılması konusunda yeniden inisiyatif üstlenmek istediğini bildiren Apo’ya son bir defa şans verildi. İmralı’dan tabutla çıkmasın diye.