Ayşe Barım için öne sürülen iddialar; Dizi sektöründeki kartelleşmenin simgesi, Onun izni olmadan bir dizide rol almak, öne çıkmak mümkün değil, Yetişmiş yetenekli yüzlere oyuncunun, sektöre farklı renk getirmek isteyen genç yönetmenlerin kaderi onun iki dudağı arasında, Oyuncular arasında bir gruplaşmanın olması, Bu gruplaşmanın kapalı devre bir sisteme dönüşmesi, Yapım ve dizi sektörünün tekelleşmesi, Sektörünün en ilkel ve acımasız şekilde domine edilme vakası, Sektördeki belli oyuncuların önünün açılması, parlatılması meselesi, Ayşe Barım’la çalışamayanların yaşadıkları çaresizlikler, İş insanı olan bir erkekle Mert Demir arasındaki ilişki ve bu ilişkiyi perdelemek için Serenay Sarıkaya ile Mert Demir sevgiliymiş gibi bir algının kamuoyunda oluşturulması, sanal reklam aşkı için Serenay’a para ödemesinin Ayşe Barım tarafından yapılması mevzusu… Hatta Ayşe Barım’a o iş insanı tarafından yüklüce bir ödemenin yapılarak yaşanan durumun perdelenmesi görevinin verilmesi konuşulurken…
Esas konu yapım ve dizi sektöründeki haksız rekabet ve çürümüşlükken,
Konu Ayşe Barım’ın gezi organizatörlüğüne bağlandı. Aslında birbirinden çok bağımsız iki mevzu söz konusu. Tabi ki Gezi zekası, gezi tayfası haddini bilmeli.
Bu sektörü, sinema ve dizi sektörünü bilenler bilir durum ve şartlar hep çetin ve haksızca olmuştur ama hiçbir zaman bu kadar kirli ve kokuşmuş ilişki ağı kurulmamıştır. Burada haksız rekabet, sanatçıların haklarının korunması ve gezi olaylarındaki yönlendirme ve bahsedilen iddiaların gerçekliğinin ispatı sonucunda verilen bir kararsa bu anlaşılabilir.
Durum konuşulan gibiyse, sektörde alan açmak için yapıldıysa bu kabul edilemez, güven zedelenir.
Bolu Kartalkaya’da 36’sı çocuk 78 kişinin ölümünden sonra bir kez daha gördük ki, hatasını kabul etmek diye bir kültür yok bizde...