Apo PKK’ya ‘kendini feshederek silahları bırak’ çağrısı, barış için atılmış tarihi bir adımdır. Bu sadece bir çağrı, ilk adım olmanın ötesinde PKK’nın kuruluşuna ilişkin durum tespitidir. Örgütün; Kürt kimliğini inkâr ve sınırlı özgürlüklere isyan etmesi, yasaklara baş kaldırı olarak doğması fakat bu tarihsel misyonunu tamamlaması, son kullanma tarihinin sona ermesi bu tespitleride Apo’nun yapıyor olması en az çağrı kadar anlamlıdır.
Değişen talepler, PKK’nın varlığını lav etmiştir.
PKK artık Kürt halkının haklarına hizmet etmiyor.
Çünkü PKK 1980’li yıllarda Türkiye’nin inkâr ve asimilasyon politikaları sonucu ortaya çıkmıştı.
O yıllarda ülke sınırları içerisinde farklı etnik, dini ve kültürel özelliklere sahip guruplar ve Kürt halkı bir arada yaşamaktadır. Değişen taleplerle bu guruplar Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerinden farklı isteklerde bulunmuşlarsa da Kürtler bu noktada kimi zaman isyankâr, bölücü, terör örgütleriyle iş birliği içerisinde yer alan bir unsur olarak devletin karşısına çıkmıştır.
Kürt halkı kendilerini daha çok siyasi önderleri aracılığıyla ifade etmenin, öz yönetim ve özerklik isteklerini dillendirmenin ve temel hak ve hürriyetler bağlamında değişen taleplerin gerçekleşmesi yönünde gayet ayrıksı davranmışlardır.