Almanya-CHP ilişkisine dair bu ülkede çok sayıda kitap ve sayısız makale kaleme alındı. Alman vakıfları ve CHP arasındaki ilişkileri de bilmeyen yok.
Yani demem o ki bu sıkıntılı ilişki öteden beri hep gündemde oldu.
Deniz Baykal FETÖ'nün kaset kumpasıyla alaşağı edildi. Yerine Kılıçdaroğlu geldi.
Almanya-CHP ilişkileri Kılıçdaroğlu döneminde zirve yaptı.
Kemal Bey o günden bugüne düzenli olarak Almanya'ya gidiyor.
Peki Deniz Baykal'a yönelik kaset kumpasında Almanya'nın parmağı var mı?
Niye olmasın?
Kılıçdaroğlu Almanların çok sevdiği ve ilişki geliştirdiği bir isim.
Almanya son yıllarda FETÖ'nün karargâhı haline geldi. Adil Öksüz başta olmak üzere FETÖ'nün kilit isimleri bu ülkede himaye görüyor.
Kılıçdaroğlu da KHK'lıları himaye etmeye çalışıyor.
Deniz Feneri kumpasının mimarı kim?
Almanya!
Deniz Feneri Derneği'nin yerine FETÖ'nün Kimse Yok mu Derneği ikame edilmeye çalışıldı.
Deniz Feneri kumpasında BND'nin Kılıçdaroğlu'na dosya gönderdiği iddiasına ilişkin hâlâ bir yalanlama yok. O dosyayı Kılıçdaroğlu'na ulaştıran isim şimdi belediye başkanı.
Çok tuhaf ilişkiler bunlar!
CHP'de herkes o belediye başkanının Kılıçdaroğlu'nun manevi oğlu gibi olduğunu bilir.
Neyse...
Demirtaş'ın da Almanya ilişkisi malum!
Hatta Kılıçdaroğlu'ndan çok öte...
Peki ya Ahmet Davutoğlu! Onun Almanya'yla ilişkileri nasıl?
Ben demeyeyim siz azıcık bir araştırma yapıp görün.
Dönelim biz şimdi asıl meseleye!