17 Ağustos 1999 depreminin hemen ardından bu milletin ortaya koyduğu seferberlik ruhu, dünyaya parmak ısırttırmıştı.
Evet, o gün devlet imkânsızlık içerisindeydi. Ekonomi kötüydü.
Tecrübe yoktu.
1 milyar dolara muhtaçtık. IMF kapılarında el açıyorduk. Dünya,
Türkiye’nin böyle bir felaketten sonra çok ama çok zor
toparlanabileceğine inanıyordu. Ama bu millet yurdun dört bir
yanından yollara düşüp deprem bölgesine ulaştı. Elleriyle kaldırdı
enkazı, kurtarabildiklerini kurtardı. Milletin kendi cebinden
deprem bölgesine yığdığı yardımlar sayesinde, felaketten geriye
kalanların yaraları sarıldı.
Göz yaşartan bu tablonun yanı sıra kahreden hadiseler de yaşandı hiç şüphesiz.