Öyle ki, karşısında birbirine sımsıkı kenetlenmiş, yalanla konsolide edilmiş bir tabanın varlığını göremiyor.
Tamam! Yalana karşı bir mücadele veriyor. Her fırsatta ‘doğrusu bu’ diye çırpınıyor. Lakin sorun da tam burada zaten. Zira mesele neyin doğru neyin yalan olduğunu anlatmakta değil; mesele bu yalanın niçin söylendiğini idrak etmekte.
Kemal Kılıçdaroğlu yalan siyasetinin maestrosu. Bu konuda çok da mahir maşallah. Şimdi bu satırları alıp mahkemeye koşup hakaret davası açabilir. Hakimin insafına teslimiz, ne yapalım?