Fazıl Say'ın Ekrem İmamoğlu'na yönelik pişmanlığını anlattığı videoyu görmüşsünüzdür.
Dün bütün gün sosyal medyada dönüp durdu.
Daha önce gömmüştü, şimdi de üstüne beton döktü.
'Seçimde verdiğim destek için pişmanım' dedi.
Yetinmedi 'af' diledi.
Ekrem İmamoğlu konusunda büyük bir hayal kırıklığı yaşadığını söyledi.
Açıklamalarını da 'hesap vermek zorunda hissettiği' için yaptığının altını çizdi.
Eyvallah!
Fazıl Say'ın açıklamaları sosyal medyada bu minvalde yani 'İmamoğlu pişmanlığı' üzerinden ele alındı.
Oysa daha mühim şeyler de söyledi.
'Kar yağdı, İstanbul kilitlendi, kendisi İngiliz Büyükelçisiyle yemeğe çıktı. O konuda bile destekçisiydim' dedi ve ilave etti:
'Ki en yakınlarımdan bile azar işittim çünkü haklı bulmuyorlardı İmamoğlu'nu'!
İşte burası çok mühim!
En yakınındakilerden bile azar işitmiş Fazıl Say, haklı bulmuyorlarmış İmamoğlu'nu. Ama buna rağmen destek çıkmış.
Niye niye?
Şimdi bu itirafta ben şu sorunun cevabını ararım! Acaba Fazıl Say'ın en yakınları İmamoğlu'nun 'beceriksizliğine' mi tepkililer yoksa 'İngiliz Büyükelçi ile gizlice görüşmesine' mi?
Her ikisineyse sıkıntı yok, bravo.
İngiliz büyükelçisiyle yaptığı görüşmeyeyse şayet bu daha da mühim. Öyleyse eğer o en yakınlarının elini öpmek gerek.
Yok, sadece karla mücadeledeki beceriksizliğine ise vah ki vah!
Ama yine de İstanbul perişanken İngiliz Büyükelçi ile rakı-balık keyfini savunmak, hatta 'bak orada kısa kollu adam var fotoğraf eski' yalanından medet ummak da neydi?
Neydi Allah aşkına?
Bitmedi!
Fazıl Say 'İstanbul belediye başkanı henüz cumhurbaşkanı adayı değilken neden başka şehirlerde miting yapar diye yadırgadım olayı' diye yüksek perdeden itiraz ediyor.