PKK'nın ele başlarından Duran Kalkan'ın 'Kasım' ayı vurgusu hayli dikkat çekici. Video çekip atmış.
PKK'nın kuruluş ayıymış Kasım!
Bu ayı bol eylemli geçireceklermiş.
Sürekli eylem halinde olacaklarmış.
'Küçük yapacağız, büyük yapacağız, çok değişik yol ve yöntemlerle yapacağız, farklı alanlarda yapacağız' diyor.
Her yer eylem yeri her an eylem anı olacakmış.
Kadın, genç, çocuk, yaşlı da böyle bir eylem içinde olacakmış.
Bunu bir yaşam tarzına dönüştüreceklermiş.
Bu eylemlerin sonu gelmeyecekmiş.
Duran Kalkan'In bu açıklamasına biraz yakından bakarsanız 'motivasyon kasma' derdinde olduğunu görürsünüz. Köşeye sıkışmış, ininden başını çıkaramayan, hareket kabiliyeti kalmamış, bitmek üzere olan bir terör örgütünün kadrolarını ve bağlılarını gaza getirme telaşı.
Kasım ayında start verilen ve de sonu gelmeyecek bir eylemsellik istiyor.
Kimden istiyor peki? Kadın, genç, çocuk, yaşlı herkesten! Yani şehirlerden. Daha açık ifade etmek gerekirse dağ kadrosundan değil. Çünkü dağ kadrosunun mecali yok.
Bu sayede 'Erdoğan faşizmini' yakacakmış!
Peki ne tür bir eylem istiyor?
Küçük, büyük demeden ama değişik eylemler!
Değişik!
Peki nerede yapacaklarmış bu değişik eylemleri?
Farklı alanlarda!
Özetlersek; PKK terör örgütü 2023 seçimleri öncesi taktiksel bir eylemsellik süreci başlatacak.
Şehirdeki sempatizanlarını kullanıp değişik yol ve yöntemler kullanacak! Hiç şüpheniz olmasın bu eylemselliğin planını 'yabancı istihbarat servisleri' yapmıştır. Unutmayın bu eylemlerde 'değişik fondaşlar' da görevli.
Sanatçı, yazar-çizer, akademisyen, gazeteci görünümlü fondaşlar...
Hal böyle olunca İstiklal Caddesi'ndeki saldırının asıl amacının 'daha değişik ve farklı' bir şey olduğunu göz ardı etmemek gerekiyor. Karmaşık bir saldırı eylemi var karşımızda. Terörist kaçamadı, yakalandı. İrtibatları ortaya çıkarıldı. Yeni gözaltılar var. Eyvallah!
Peki eylem bitti mi?
Demem o ki mesele; sadece İstanbul'un göbeğinde bomba patlatıp sivilleri katletmekten ibaret miydi?
Bence değil!
Bu, PKK ve destekçisi istihbarat servislerinin planladığı 'değişik' eylemselliğin birinci fazıydı.
Düşünsenize PKK bir yandan 'biz yapmadık' diye inkar ederken öte yandan 'Kasım ayını bol eylemli geçirmekten bahsediyor.
Taksim saldırısında PKK'lı 'uzman' bir teröristi değil, ABD eğitim kamplarında kısa sürede yetiştirilmiş ama Arap kökenli isimleri kullandılar.
Saldırının ardından Türkiye içindeki bağlı/irtibatlı unsurlar canla başla 'kafa karıştırma' gayreti içine girdiler.
İnternete kısıtlama getirilmeseydi acaba ne olurdu?