İngilizlerin 'vız gelir tırıs gider' diye bir deyimleri olsaydı gazeteleri şu sıralar çok keyifli manşetler atabilirdi.
Tabii ki şaka yapıyorum tutarlı bir bağlam aramaya kalkmayın lütfen.
Sunak geldi Truss gitti!
Gülmeseniz de olur ama birazdan sizi sağlam güldürmeyi başaracağım, eminim.
Eylül ayının başbakanı Truss'tu. Ekimin Sunak.
Hint asıllı Rishi Sunak Birleşik Krallığın üçüncü başbakanı oldu. Ama 2022 yılının! Bir yılda iki başbakan eskittiler, Truss üçüncüsü.
Şıp sevdi bir millet. Maymun iştahlı. Ayda bir başbakan değiştirip mutlu oluyorlar. Belki de haklılar! Kim bekler öyle dört yıl beş yıl?
Hem ne gereği var?
Çankırılı Boris. Olmadı Oxfordlu Truss!
O da olmadıysa Hintli Sunak!
Sırada kim var bekleyip göreceğiz. Ama arzu ederlerse onlara bir kadın başbakan ihraç edebiliriz. Hanımefendinin tek hayali Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin başbakanı olmak ama bizde başbakanlık diye bir makam yok. Ama sizde var.
Şaka şaka!
Neyse biz dönelim asıl konumuza.
Keşke biz de güçlü bir parlamenter sistem olsa değil mi! Tıpkı İngiltere'deki gibi! Böylece biz de ayda bir başbakan değiştirirdik.
Hem altılı masanın derdi ıstırabı da son bulurdu böylece; bir ay biri öteki ay diğeri yönetirdi ülkeyi.
Ocakta Kemal Bey, şubatta Meral Hanım...
Mart Davutoğlu'nun, nisan Babacan, haziran Karamollaoğlu.
Birkaç günlüğüne de o genç arkadaşa devrederlerdi. O da hevesini alırdı ne olacak!
Hem bu sayede ülkede siyasi, ekonomik istikrarın zirvesini yakalardık.
Üretim artar, işsizlik son bulur, büyüme hızımız çift hanelilere yükselirdi.
Tıpkı eski günlerde olduğu gibi!
Tabii ki eğleniyorum, kafa buluyorum. Siz de eğlenin istiyorum ama eğlenirken de 'düşünün' diyorum.
Türkiye ne çektiyse bu parlamenter sistem yüzünden çekti. Bizde de vaktiyle ayda bir, üç ayda bir, yılda bir hükümet değişirdi.
Meral Hanım o günlerin özlemiyle yanıp tutuşuyor.
Vah ki vah!
Daha aday bile çıkaramıyorlar. Sen mi ben mi?
Sen kazanamazsın, o kazanır!
Seçim kazansalar bakanlık paylaşımı!