Kızılay parayla çadır satmış. Alan da Haluk Levent imiş!
Böyle skandal görülmemiş-miş!
Bozguncuların yeni hedefi maalesef Kızılay!
Topyekun organize bir şekilde saldırıya geçtiler. Hunharca saldırıyorlar.
Bir diğeri saldırısını çok korkunç bir boyuta taşıyıp 'Kızılay sadece çadırları değil, bizlerin bağışladığı kanları da parayla satıyormuş' dedi. Milyonlarca kan bağışçısının midesini bulandırmayı amaçladı.
Sözde gazeteci! Ama araştırma yok, açıp sormak yok, öğrenme çabası yok. Utanma zaten yok. Cehaleti de cabası.
Öbürü de 'Kızılay Suriye'de cihatçılara çadır göndermiş' diye haber yapıyor.
Yani? Kendi vatandaşına yok yahut parayla ama cihatçılara bedava! Hem de cihatçılara! Bir başkası da eski görüntüleri yeni gibi servis etti. Kızılay'ın depoları ağzına kadar çadır doluymuş ama bölgeye sevk etmiyormuş!
Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık da işi gücü bıraktı bu saldırılara cevap yetiştiriyor.
Yazık!
İddiaların her biri rezil her biri kepaze.
Kızılay beş bin gönüllü ile; 10 il, 65 ilçe, 834 noktada iki milyon beş yüz bin depremzedeye ücretsiz yemek dağıtıyor, çadır sağlıyor, doktor gönderiyor.
Kamudan tek kuruş destek almıyor. Yani vatandaşın vergilerinden bir geliri yok. Ya ne var? İştirak şirketlerinin geliri, hayırseverlerin bağışları, uluslararası fon desteği.
Kızılay Çadır Şirketi Kızılay Cemiyeti'nin iştiraklerinden. Bütün yıl kesintisiz üretim yapıyor. Aslında Kızılay ile AHBAP arasında bir ticaret yok. AHBAP'ın Kızılay'ın iştirak şirketine ödediği 'ikame bedeli' var.
Uzun uzadıya anlatacak değilim. Mesele ahlaka da hukuka da uygun. Dünyanın her yerinde de böyledir.
Diyeceksiniz ki madem öyle 'o çadırlar niçin bölgeye gönderilmedi'. Kim dedi gönderilmedi! Gönderildi, gönderiliyor. Özetlersek AHBAP Kızılay'a bağışta bulunmuş. AHBAP'ın bu 'bağışı' ile yeni çadırlar dikilecek, hepsi bu.
Gelelim kan donduran, kansız iddiaya! Neymiş Kızılay kanı da parayla satıyormuş. Ulusal kan güvenliğine füze atıyor arkadaş. Kan bağışçılarının kafasını karıştırıyor. Bağışların önünü kesmeye çalışıyor.
Ne geçecekse eline?
Kötülük böyle bir şey işte!
Oysa kan bankacılığının bir maliyeti var. Kan alma, tahlil, depolama, ulaştırma... SGK'nın bu kanları kullanan hastaneler üzerinden Kızılay'a yaptığı bir ödeme var. Olay bu. O maliyet alınmasa kan bankası nasıl çalışır, ayakta durur.
Küçücük bir araştırma yapsa, açıp yetkilisine sorsa böylesine bir fecaate imza atmayacak. Umurunda mı? Değil! Çünkü bozguncu. Çünkü kötü.
Aksi olsa attığı o mesajı kaldırır özür dilerdi. Kerem Kınık bu sorumsuzluğu muhatap alıp cevap bile verdi. Ama nafile.
Peki Kızılay bu sorumsuzluğu yargıya taşımayacak mı?
Taşımazsa yuh olsun!
Çünkü bu çok büyük, çok ağır bir suç!
Hasılı birileri canla başla depremin yaralarını sarmaya çalışırken birileri de kargaşa, kaos çıkarma derdinde.