1.Namus deyince; asgari ve meşhur şartları hepimiz ta’dât
edebiliriz herhalde. Bu şartları tabi ki kabul ediyor ve bu
hususlara asla itiraz etmiyoruz. Fakat namus, sadece kadınlara özel
veya kadınlarla alakalı bir durum değil. Aslında namus, en fazla
erkeklere ve özellikle de adam olanlara lazım olan bir şey.
2.Veya namus sadece iffet veya örtünmekten de ibaret değildir:
Söz ve ahit, namustur.
Emanet ve sır, namustur.
Vefa ve dostluk da namuslu olmaya dâhildir.
Dava, namustur.
Tüm mukaddesat, namustur.
Görev ve sorumluluklarımız, namusumuzdur.
Şahsiyetli ve adam olmak, namusa dâhildir.
İstikamet, namuslu olmanın gereklerindedir.
Cesaret ve azim de yine namuslu olmanın şartlarındandır.
Hüsnü niyet ve hüsnü zan da namusa dâhil işlerdendir.
Bu durumda, meşru olan tüm bu işlerin aksi durumlar, “namussuzluk”
olarak nitelendirilebilir. Kelime ağır olabilir ama bunları ifade
etmemiz gerekiyor zira aksi halde bu işlerin sonucu daha ağır ve
telafisi olmayan durumlar olabilir.
3. Tesettürün de sadece başörtüsü ile alakalı olmadığını da tam
yeri gelmişken hatırlatmak istiyoruz. Tesettürün sınır ve
tarifleri, aşağı yukarı üzerinde ittifak edilmiş ve bilinen
konulardır. Konu ile alakalı bestseller kitaplar yerine klasik
kaynaklara bakmak yeterli olacaktır. Tabi ki örf ve ayrıntılarda
ihtilaflar olabilir.
4.İnsanları ahlaklı veya ahlaksız olarak nitelendirmenin bazı
şartları vardır:
Evvela insanları terbiye etmeliyiz. Terbiye ile verilmesi gereken
ilk şey ise iman ve şahsiyettir. Terbiye olmadan, insanları
yargılayamayız. Zira Efendimiz SAV, kendisine düşmanlık edenleri;
“cahil” olarak nitelendirmiştir. Zira cahil olmayan bir insan,
kendisini dünya ve ahrette mutlu edecek şeylere nasıl düşman
olabilir!
Sonra insanları, ahlaklarını bozacak şeylerden korumak gerekir.
Son olarak da insanların ahlaklarını tamamlayacak işlerde onlara
destek olmak gerekir. Buna örnek olarak, bekâr birini evlendirmek
verilebilir. Bir önceki maddeye örnek olarak ise harama götüren
işlerin engellenmesi gösterilebilir.
İnsanları evlendirmeden ve onları harama götüren şeyleri
engellemeden, onlara namussuz veya ahlaksız diyemeyiz.
Son olarak insanları denemek gerekir. Para veya makam ile
denenmemiş bir insana, bu konularda güvenmek aceleciliktir.