99 yıl sonra öğreniyoruz ki, Mustafa Kemal’in milli direnişi örgütlemek için Samsun’a görevlendirilmesi bir devlet operasyonu şeklinde planlanmış. Planlayan kişi de Sultan Vahideddin.
Bu önemli görev için devletin elindeki en rahat gemilerden olan Bandırma Vapuru ile 40 bin liralık bir bütçe tahsis edildi. Hatta hazinenin tamamı müttefiklerin kontrolünde olduğu için Sultan kendi cebinden 30 bin lira vermiştir. Bu makbuz “La Republique Ennchene” gazetesinde de yayınlanmıştır. Hadise, 5 Mayıs 1919’da o devrin resmî gazetesi olan “Takvim-i Vekayî’de” de açıkça işlenmişti.
Ne var ki Sultan Vahideddin bizim ülkenin çocuklarına yıllardır hain olarak tanıtıldı. Bu nasıl bir vicdansızlıktır bu nasıl bir haksızlıktır, ahlaksızlıktır anlamak mümkün değil!
Bu kıymetli Sultan yanına tek devlet malı almaksızın, makbuzlarla istediği tüm hazine eşyalarını teslim ederek vatanını terk etmek zorunda kalmıştı. Ne acı bir durum. Fakat asıl acıklı olan; borçları yüzünden tabutuna haciz konulmasıydı. Tabutu günlerce bekletildi.
Hilafeti yücelteceği bahanesiyle saltanatı kaldıran hatta bunu peygamberimizin doğum gününe denk getiren meclis bir müddet sonra “Hilafet, milletimize baş belasıdır” diyerek hilafeti de kaldırmıştı. Millet Meclisi 431 sayılı “ Hilafetin ilgasına ve Hanedan-ı Osmanî’nin Türkiye Cumhuriyeti devleti hudud-u memâliki haricine çıkarılmasına dair” kanunu da geçmiş tarihe olan kin ve nefretle kabul etti. Ve ardından sürgün kararı…
O gün mecliste yaşanan tartışmalardan bir bölüm;