Yıllardır çocuklara “İşte bugün bir meclis kuruldu, sonra hemen padişah kovuldu. Bugün 23 Nisan, hep neşeyle doluyor insan” şeklinde devam eden Osmanlı sövgüsü şiirleri ezberletmekten, “İstiklal Savaşı’nın haleti ruhiyesini bağrında yaşamış ve yaşatan Birinci Meclis’in açılışını ve ne anlam ihtiva ettiğini bir türlü anlatamadık.
Bu ülkenin çocukları, cumhuriyet, millet, meclis, anayasa denilince akıllarına hep Osmanlı padişahlarının nasıl kovulduğu ve onların ne fena adamlar olduğu geldi. Bugün dahi partinin başındaki şahıs, yedi kardeşten sadece kendisinin okuduğunu, Osmanlı’nın varlığı halinde okuyamayacağını ifade edecek kadar tarihinden, özünden uzak biri.
Bilindiği gibi günün bereketinden faydalanmak için ilk meclisin açılışı Cuma gününe denk getirilmişti. Mustafa Kemal’in bütün memlekete yayımladığı bildirilerde belirtildiği üzere Kuran hatimleri yapıldı. Cuma ezanından önce camilerde salavatlar okundu ve Padişah Vahdettin’ in adı zikredilerek kendisinin, vatanın ve milletin kurtuluşu için dualar edildi. Mustafa Kemal ve diğer vekiller Hacı Bayram Veli Cami’nde kılınan namazdan sonra “Sakalı Şerif” ve sancaklar eşliğinde meclis binası önüne geldi ve okunan Kuran-ı Kerim’den sonra dualar edildi ve kurbanlar kesildi. En yaşlı üye Sinop Mebusu Şerif Bey’in konuşmasıyla TBMM açılmış oldu.
Bugün böyle bir sahne yaşansa CHP ülkeyi ayaya kaldırırdı!
Birinci Meclis’te padişah yanlısı, ittihatçısı, solcusu, bolşeviği hepsi vardır. İç meşruiyet açısından son derece zengin görünüme sahip olan meclis bu özellikleriyle hem milli hem de demokratiktir.
Birinci dönem meclis vekilleri vatanın kurtuluşu için bir araya gelmiş, idealist ve fedakâr insanlardı. Yakın bir okuldan getirilen sıraların olduğu meclis binası gaz lambasıyla aydınlatılır, vekiller son derece mütevazı ortamlarda yatar kalkar ve alınan tasarruf tedbirleri gereği fedakârca çalışırlardı.