Yakın geçmişte de yazıp söylediğimiz gibi, ülke ekonomisi;
sadece finansal-sanal, üretimle alakası olmayan masa
başı-bilgisayar programları ve para hareketleriyle, paradan-para
kazanan spekülatörlerin, manipülatörlerin ve mali aflarla meşruiyet
kazandırılan kara paracıların cenneti haline getirilmiş vaziyette
maalesef.
Bugün Türk ekonomisi, tam anlamıyla bir ahbap-çavuş kapitalizmi
(crony capitalism) ve kumarhane kapitalizmi (casino capitalism)
denilen bir çıkmaz sokakta, giderek ağırlaşan ve derinleşen bir
ekonomik krizin içinde çaresizlikle çırpınıyor adeta.
Finans sermayesinin, borsacıların, spekülatörlerin, para
tacirlerinin, milyarlarca doları bilgisayar başında bir “tıklama”
ile uluslararası düzeyde, kısa vadeli yüksek karlar elde etmek için
dolaştırdığı bir dünyada, üretim ekonomisinin çökmesi kaçınılmaz
olur.
Dünyada, finans sermayesinin, uluslararası para tacirlerinin,
bilgisayar klavyesiyle ve bir “tıkla” milyarlarca dolarlık para
hareketleriyle elde etmek istedikleri spekülatif kazancın egemen
olduğu ekonomilere “kumarhane ekonomisi” (casino
capitalism)deniliyor. Yapılan da “tıklama kapitalizmi” (capitalism
on tick) olarak niteleniyor.
Dünyada 20-30 dolarlık bir finansal işlem hacmine karşılık sadece 1
dolarlık sanayi üretimi yapıldığı göz önüne alınırsa, ülkede
üretimi-yatırımını teşvik edecek destekleyecek, planlayacak ciddi
bir yeni yapılanma zamanının çoktan geldiği, hatta geçtiği açıkça
görülüyor.
Ancak, ulusal mutabakatı en geniş paydada sağlayabilecek ve
oluşturabilecek ekonomi-politik ortam ve objektif koşullar ne yazık
ki uygun değil.
Son olarak, Cumhur ittifakının kamplaştıran ve kutuplaştıran
söylemleri ve eylemleri...