D. Bahçeli’nin, hırsızı-uğursuzu, mafyayı-kabadayı affedelim diye cansiperane gayretlerini hepimiz hayret ve ibretle izliyoruz doğrusu.
Andımızın okullarımızda söylenmesi yasaklanırken kılını bile kıpırdatmayan Bahçeli, bir anda “kader kurbanları” edebiyatı ile kimi kandıracağını veya inandıracağını zannediyor acaba?
Bahçeli’nin fesat ve bayat bir senaryonun, adeta kötü bir aktörü edasıyla yaptığı sözde af çıkışlarının tam bir danışıklı-dövüş olduğundan şüphe ediyor geniş kamuoyu.
Geçmişte “Rahşan affı” diye bilinen infaz yasası değişikliğinin, hemen ertesinde Anayasa Mahkemesince bütün suçlar ve mahkûmlara teşmil edilerek, yaygınlaştığını kimse unutmadı hâlbuki.
Tüyü bitmemiş yetim hakkını çalan, Hazine’yi soyan, kamu bankalarını çarpan, kamu ihalelerine satış-devir ve özelleştirme rüşvet ve yolsuzluk bulaştıran, haksız zenginleşen ve haksız iktisap yapan haramzadelere ve bu şaibeli döneme af mı çıkarılmak isteniyor acaba?
Her seçim öncesi çıkarılan aflar, toplumda adalet duygularını köreltmekte, vicdanları yaralamaktadır.