Bankalar Birliği, tüzel kişiliğe sahip kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşudur.
Özelde bankaların, genelde finans sektörünün verimliliği ve etkinliği için çalışır.
Bankalar Birliği geçen aralık ayında yaptığı bazı açıklamalarda, Doğuş Holding, Yıldız Holding ve Türk Telekomünikasyon A.Ş.’nin yapılandırmalarının “başarı” ile tamamlandığını duyurdu. Bu açıklamalardan sanki bankacılık sektörü ve ekonomi için bir başarıymış gibi izlenim verilmek istendiği de anlaşılıyor.
Halbuki yağmur gibi yağan ve üst üste gelen konkordato talepleri son 10 yılda görülmemiş sayıda artış göstermiş durumda. Bu nedenle konkordatoyu zorlaştıran bir yasa değişikliği yapıldı apar-topar.
Böylece, konkordato yerine, “light konkordato” olarak da tanımlanan yeniden yapılandırmalara yöneldi firmalar.
Halbuki, Bankaların görevi, kredi ve borçlarının anapara, taksit ve/veya faizlerini dahi ödeyemeyen, mali durumu bozulmuş, verimliliğini ve rekabet gücünü yitirmiş, iyi yönetilemeyen, taahhütlerini yerine getiremeyen kişi veya firmaları, kurtarmak, yüzdürmek ve/veya korumak değildir kuşkusuz ki.