Seyahatlerim ve yaz dönemi nedeniyle yazılarıma bir kaç hafta ara verdikten sonra, yine sizlerle birlikte olmanın mutluluğu içindeyim. Gelin görün ki, aradan geçen bu kısa süre içinde ülkemizde olup bitenlere ve yaşananlara baktığımda bu mutluluğum gölgeleniyor ne yazık ki.
Bugün için kısa-kısa değinmekle yetineceğim bu gelişmeleri, önümüzdeki günlerde detaylı bir biçimde değerlendireceğiz hep birlikte kuşkusuz ki.
1. Eyvah ihracat artmış!
Size garip gelebilir ama ithalata ağır biçimde bağımlı hale gelen ihracatımızdaki artış, misliyle ithalat artışına yol açıyor. Bu da dış ticaret açığını ve de dolayısıyla cari açığı anormal biçimde arttırıyor. İhracatımızda orta ve yüksek düzey teknolojili ürünler çok küçük bir yer tutarken, bir kamyon tarımsal ürün ihracatı ile ancak bir adet cep telefonu ithalatının bedeli karşılanabiliyor. O nedenle, ne pahasına olursa olsun bir ihracat artışını hedeflemek yerine, katma değeri yüksek, ithal girdisi düşük, daha yüksek teknolojili ürün ihracatı için kafa yormalı ve çaba sarfetmeliyiz.
2. Doğalgaza ve elektriğe büyük zamlar!
Seçim popülizmi nedeniyle halının altına süpürülen, gizlenen- ötelelenen zamlar ve vergiler bir ay bile geçmeden yağmur gibi yağmaya başladı milletin üzerine. Yani AKP iktidarına verilen her oy -seçim sürecinde de uyardığımız üzere- okkalı bir zam ve/veya vergi olarak dönüyor, dönecek vatandaşlara. Sırada yükselen petrol fiyatları ve kurlar nedeniyle seçim öncesi durdurulan Akaryakıtta Otomatik Fiyat Ayarlama mekanizmasının yeniden devreye alınmasıyla 8TL’yi bulmasından endişe edilen benzin fiyatları var.
3. Gürcüler ve Bulgar...