Son büyüme oranları, Türkiye’nin 2018 yılının son çeyreğinde
sıfır veya sıfıra yakın bir büyümeyi ve yüksek enflasyonu bir arada
yaşayacağının açık göstergesi oldu.
Görünen köy kılavuz istemez derler. 2019 ilk çeyreğinde ise,
muhtemelen ekonominin bırakın sıfıra yakın büyümeyi küçüleceği
tahmin ediliyor.
Bu durumda bugün girdiğimiz stagflasyon (yüksek enflasyon ve düşük
büyüme) günlerini dahi aratacak, bir slumpflasyona (ekonomik
küçülme ve yüksek enflasyon) sürükleneceğiz maalesef.
Hal böyle iken, T. Erdoğan ve damadı B. Albayrak, ekonomiye ilişkin
bilgi ve tecrübe sahibi kişi ve kurumların uzun süredir yaptıkları
uyarı, öneri ve alternatiflerini hiçbir şekilde dikkate almıyor,
bildiklerini okuyorlar.
Trajikomik bir biçimde “dolarizasyondan” şikâyet edip, dolara karşı
adeta cihat ilan ettikten sonra, aniden milletten dolar cinsinden
borçlanmaya çalışıyorlar.
Üstelik Hazine, daha kısa bir süre önce uluslararası piyasalardan 5
yıl vadeli yüzde 7.5 faiz ödemeli eurobond (dolar bazında) ihracı
yani borçlanması yapmışken, şimdi millete yüzde 4 faiz karşılığı
dolarla borçlanmayı teklif ediyorlar.
Bir ekonomi yönetimi için ne kadar çelişkili ve hüzün verici bir
durum.
Hazinenin, Türk Lirası olarak borçlanmalarının ortalama yaklaşık 72
ay olan vadesi, neredeyse 1 yıl daha azalarak, 62 aya kadar
indi.
Buna karşılık verdiği faizler ise, yüzde 20’lere dayandı.
Üstüne üstlük şimdi altın karşılığı borçlanmaya da gidiyorlar.
Ekonomiyi bu kadar kırılgan, enflasyonu-işsizliği ve faizleri
çifthaneli hale soktuktan, ülkeyi 500 milyar dolar dış borca...