Doğru dürüst sanayileşmeden yani sanayileşme sürecini tamamlamadan “hizmetleşmeye” yani hizmet sektörüne dümen kıran Türkiye, geniş ve bereketli topraklarına ve nüfus avantajına rağmen tarımda da maalesef bugün, net ithalatçı konumuna sürüklendi. 50 yıl boyunca tarımda net ihracatçı olan ülkemiz, AKP’nin 15 yıllık tek parti iktidarı döneminin tam 7 yılında net ithalatçı oldu maalesef.
Milyonların geçim kapısı olan tarımın katma değer içindeki payı ise, yüzde 13’lerden yüzde 7’lere inmiş vaziyette 15 yıl içinde.
AKP iktidarı kendi çıkardığı tarım kanununa yine kendisi uymamış, tarımsal destekler için bütçeden ayrılan payın yüzde 1’den az olamayacağına dair kanun hükmünü ihlal etmiştir.
2002 yılından bugüne değin toplam tarımsal desteklemelerin milli gelire oranı ortalama yüzde 0.5 (binde beş) seviyesini geçmemiş, geçememiştir.
Doğrudan gelir desteği tarımsal alan için verildiğinden bundan gerçek üreticiler değil büyük toprak sahipleri nemalanmışlardır.
Öte yandan, üretici birlikleri ve tarım satış kooperatifleri etkisizleştirilip, siyasallaştırılarak çiftçiler sahipsiz bırakılmıştır.
FINDIKÇI YOLLARDA
Bugün binlerce fındık üreticisinin Ordu’dan Giresun’a kadar protesto için yollara dökülmüş olmasının sebeplerinden birisi de budur maalesef.