Moody’s kredi derecelendirme kuruluşunun Türkiye’nin kredi notunu bir kez daha düşürmesinin ardından yapılan yorum ve analizlerin büyük çoğunluğu maalesef akıl-bilgi ve deneyimden oldukça uzak ve yetersiz kalıyor.
Bir kısmı “yandaş” medyada, duygusal ve hamasi tepkilerini dile getiriyor.
Holding medyasındaki yazar ve yorumcular ise her şeyin “toz pembe” olduğunu, bu indirimin “olumsuz” etkilerinin hiç de önemsenmemesi gerektiğini söylüyorlar ve pembe tablolar çizip, yorumlar yapıyorlar. Ekonomi yönetimi ise,
sorumlusu olduğu ekonomik krizi hala inkar ediyor, örtbas etmeye çabalıyor.
Hâlbuki “gerçekçi” olmak, akılcı davranmak ve sağduyulu olmaya çalışmak en doğru yöntem.
Kuşkusuz ki, “kapkara” bir tablo çizerek, panik yaratacak kötümser yorumlar ve/veya ekonomik kriz çığırtkanlığı yapmak da hiç doğru değil.
Çünkü biliyoruz ki, her ekonomik kriz bir yandan o dönemdeki siyasi iktidarın alaşağıya edilmesine neden olsa da, diğer yandan yine ağırlıklı olarak geniş halk kesimlerinin daha da yoksullaşıp-zora girmesine sebebiyet veriyor. Yani krizin bedelini sadece müsebbipleri değil, bütün millet ödemek zorunda kalıyor.