Milleti kamplaştıran-ayrıştıran, ekonomiyi borca batıran ve çökerten, bürokrasiyi cemaatleştiren, eş-dost-akraba kayırmacılığı yapan, vahim yolsuzluk iddialarına aldırmayan, dış politikada zikzaklar yapan, kuvvetler ayrılığını fiilen ortadan kaldıran, yargıyı siyasallaştıran, ülkeyi, baskıcı-despot-tek adam-tek parti devletine sürükleyen iktidara dur demek için, artık yeter demek için, 31 Mart 2019 yerel seçimleri çok önemli bir dönüm noktası olacak.
Öyle ki, bu seçimler herhangi bir yerel seçimden çok daha fazlasını ifade ediyor.
Yerel seçimlerde Ankara-İstanbul başta olmak üzere bir yenilgi alması durumda iktidarın, halının altına süpürmeye ve ötelemeye çalıştığı ekonomik çöküşün de altında kalması kaçınılmaz hale gelebilir.
O takdirde, ülke bu koşullarda en geç 1 yıl içinde erken seçime gidebilir. Böylece demokratik-parlamenter rejime dönülmesinin de yolu açılabilir.
Bunların gerçekleşme olasılığı hiç de az değildir.
Ancak, parlamentodaki CHP ve İYİ Partinin güç birliği ve ortak aday açıklamaları, bunun için yeterli değildir.