Değerli sanatçımız Timur Selçuk’un 80’li yıllarda dillerde olan
meşhur şarkısının sözleri “kriz var, bunalım var! Ekonomi
tıkırında” şeklindeydi.
İşte şarkının bu sözleri tam da bugünleri tarif etmek için birebir
doğrusu.
Ülkede “kriz var mı yok mu” tartışması kafa karıştırıyor. Sağlıklı
bir analiz ve aydınlatıcı bir tartışmanın çok kanallı ama tek sesli
hale getirilen yandaş/yalaka medyada yapılması, konuşulması mümkün
değil. Meclisteki muhalefet partileri ise, K. Derviş’in ve
neo-liberal ekonomi anlayışının sadık ve taklitçi birer müridi
adeta.
O zaman bu iş, durumdan vazife çıkarmak suretiyle bizlere düşüyor
yine, yeniden.
Öncelikle teknik olarak ekonomik krizin varlığı için, ekonominin
üst üste en az 2 çeyrek yıl süreyle küçülmesi, daralması gerekiyor.
Halen olmasa bile bu yılın son çeyreği ile gelecek yılın ilk
çeyreği sıfır ve/veya eksi büyümeye potansiyel teşkil eder
görünüyor.
Yukarıdaki kriz tarifimiz, geçen dönemlerde geçerli olan sabit kur
rejimlerine ilişkin bir kabuldür.
Bilindiği üzere 1994 ve 2001 yıllarında yaşadığımız ekonomik
krizler sabit kur rejiminde yaşanan büyük oranlı devalüasyonların
akabinde döviz kurlarının finansal-bankacılık krizini
tetiklemesiyle ortaya çıkmıştı.
1994 krizi, 1995 ve 1996 yıllarında sağlanan büyüme ve 2001 krizi
ise, 2002 yılında sağlanan büyüme ile aşılabilmişti.
Hâlbuki 2018 yılında dalgalı kur rejiminde bugün yaşadıklarımız,
önceki krizlerden daha farklı.
Geçmiş krizlerde bir gecede yaşanan devalüasyon, şimdi 9 ayda %60
gibi çok yüksek bir oranda ve zamana yayılarak gerçekleşti bu
kez.
Bu nedenle eskisi gibi bir g...