Halen yaşadığı stagflasyonist süreçten, giderek derin salınımlı
ve uzun süreli bir resesyona doğru sürükleniyor Türk ekonomisi ne
yazık ki.
“Sıkı para politikası” ilan eden ekonomi yönetimi, eş zamanlı
olarak “gevşek maliye politikası” uygulayarak ne teşhiste, ne
tedavide tutarlı ve inandırıcı adımlar atmıyor, atamıyor.
Cari açığın daralmasına seviniliyor ama bunun büyümenin durması ve
gerilemesi pahasına olduğunu görmüyor ya da görmezden
geliyorlar.
Diğer yandan, geçen gün açıklanan son ödemeler dengesi
bilançosunda, yine olağandışı bir rakam göze çarptı.
Türkiye, sınırsız ve kontrolsüz, kayıt dışı, sahibi ve kaynağı
meçhul çok büyük miktarlı para hareketlerinin cirit attığı bir
ekonomi haline dönüştü son yıllarda.
Son açıklanan ödemeler dengesi rakamlarında, 2018 Ocak-Eylül ayları
arasındaki 9 ayda ülkeye net hata ve noksan kaleminde gösterilen
tam 17.3 milyar dolar tutarında kaynağı ve sahibi meçhul para
girişi olmuş.
Geçmiş iktidarlar döneminde, bir yılda bile görülmeyen net-hata
noksan kaleminden giren-çıkan bu tür paranın miktarı, şimdi bir
ayda gerçekleşiyor. Aynen örtülü ödenek harcamalarında olduğu
gibi.
İhracat, müteahhitlik hizmetleri, turizm, dış borç, kredi, işçi
dövizi vb. hiçbir döviz giriş kaleminde yer almayan, bu muazzam
miktardaki paranın, kimler tarafından nasıl getirilip-götürüldüğü
ciddi bir soru işareti?
Çünkü bu tür para hareketlerine ve döviz girişlerine dayanarak ne
uzun vadeli istihdam yatırımı yapılabilir, ne de döviz
piyasalarında istikrar, kontrol ve denge sağlanabilir.
Ne ekonomi yönetimi, ne Merkez Ban...