ABD Başkanı Trump ile T. Erdoğan’ın iki bakana uygulanan
yaptırımların karşılıklı olarak kaldırılması için geçen gün
yaptıkları açıklanan telefon görüşmesi önemli. Önemi, T. Erdoğan’ın
Halkbank ile ilgili soruşturmanın ortadan kaldırılmasını istediği
yönündeki haberlerden kaynaklanıyor. Çünkü ABD’nin bir yandan
AB’ye, Rusya’ya, Çin’e ve Türkiye’ye rağmen İran’a yönelik yeni ve
tek taraflı yaptırımları devreye sokarken, Türkiye’ye karşı bu
konuyu bir koz olarak kullanmak isteyeceğinden endişe ediyoruz
doğrusu.
Esasında, ABD’nin bu tür konuları, dış politikasının bir aracı
olarak kullandığı ve/veya kullanmaktan çekinmediği de bilinen bir
gerçek.
ABD bir taşla iki kuş vurmayı amaçlayabilir. Hem Türkiye’yi İran’a
karşı ambargosuna katılmaya bu suretle mecbur edip, hem de Halkbank
konusunu elinde koz olarak uzun süre tutmak isteyebilir.
Onun için bu konunun zamana yayılması, sonuca bağlanmadan ucunun
açık bırakılması Türkiye’nin aleyhine olacaktır.
Bilinmektedir ki, ABD, Hazine Bakanlığına bağlı Yabancı Varlıklar
Kontrol Ofisi (OFAC) geçmişte çok sayıda başka farklı ülkelere olan
yaptırımları ihlal ettikleri gerekçesiyle cezalar kesmişti.
ABD’de bugün yapılacak olan ara seçimlerden Trump başarı ile çıkmaz
ise, ABD yargısı ve bürokrasisinin bu konuda daha da bağımsız ve
katı davranma olasılığı da mevcut.
ABD, yaptırımlarını dikkate almayan ve ihlal eden bankalara bugüne
kadar büyük cezalar kesmiş durumda.
Son 10 yıldaki bu tür cezaların bir kısmı aşağıdaki tabloda
görülmektedir: Bir kısmını yukarıda listeled...