Ülkeyi ağır borç yükü, çok yüksek enflasyon, çift haneli işsizlik ve fahiş faizlere mahkum ederek, ekonomiyi reel sektör ve borç odaklı, uzun ve derin salınımlı bir ekonomik krize sürükleyen iktidar, bugünlerde tam anlamıyla paniklemiş görünüyor.
Diğer yandan, baskıcı-kutuplaştırıcı-anti demokratik bir biçimdeki söylem ve politikaların sonucunda; yargının siyasallaştırılmasının, bürokrasinin cemaatleştirmesinin, görülmemiş eş-dost, akraba kayırmacılığının, inanılmaz ihale yolsuzlukları iddialarının, mali aflarla ülkenin kara para cennetine dönüşmesinin de yolu açıldı.
Ekonomide yatırım iklimi kayboldu. Demokratik sabır ve hoşgörü ortamı yok oldu. Medya çok kanallı fakat tek sesli hale dönüştürüldü.
Siyasal İslamcılık azgınlaştı. Dış politikada çelişkili, zikzak yapan istikrarsızlık egemen oldu.
Geniş halk kitleleri ise, bu gidişattan kaygılı. Ekonomik yoksunluk ve yoksulluk içinde insanların iktidardan hoşnutsuzluğu giderek artarken, yerel seçimler ise yaklaşıyor.
Güvenilir anket, araştırma ve tahminlerde, AKP’nin oylarının ciddi bir biçimde erozyona uğrama ihtimalinin oldukça kuvvetli olduğu anlaşılıyor bu kez.