Yaklaşık 2 yıl önce, yine bu köşede “Şehit ilanlarında saygı ve
özen” başlıklı bir yazı kaleme almıştım.
Şimdi Afrin operasyonunda şehit düşen kahraman askerlerimiz için,
geçmişin kartel medyasının bugünün sözde merkez medyasının Amiral
gemisi olarak nitelenen gazeteye Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından
verilen şehit ilanlarını görünce, bu konuyu bir kez daha gündeme
getirmenin vicdani ve ahlaki bir görev olduğunu düşündüm. Şöyle
yazmıştım;
“...Bilindiği üzere, tirajı ve satışları belli bir rakamın üzerinde
olan gazeteler Basın İlan Kurumu’nun resmi ilanlarından
yararlanıyorlar.
Onun dışında çeşitli kamu kuruluşları ile kamusal sermayeli çok
sayıda banka ve işletmenin ilan ve reklamlarından da pay
alıyorlar.
(Bu ilan ve reklamların dağıtımı konusunda, bir adalet ve denge
olmadığı, partizanca dağıtılan kamu ilanları ve reklamlarının ayrı
bir yazı ve soruşturma konusu olduğu ise başka bir gerçek.)
Hepimiz, bölücü-ırkçı, kanlı terör örgütü PKK ve onun uzantısı
PYD/YPG ile mücadelede şehit düşen vatan evlatlarımıza
yanıyoruz.
Yaşamlarının baharında, vatan ve Cumhuriyet müdafaasında, tertemiz
alınlarından vurulup toprağa düşen şehitlerimiz, her türlü saygı,
minnet ve duaya layıktırlar. Kuşkusuz ki, onların geride
bıraktıkları aileleri, yakınları ve silah arkadaşları da her türlü
saygı-ilgi ve özene layıktırlar.
Yalnız, şehitlerimiz için yapılan gazete duyurularında beni üzen ve
rahatsız eden bir durum var.
Şehit asker-polis-korucu ve kamu görevlilerimiz için gazetelere,
örneğin Hürriyet vb. gazetesine verilen ilanlarda bu duyurular
oldukça küçük boyutlu tutuluyor.
Diğer vefat duyurularının arasında sıkışıp, neredeyse
g&o...