AKP iktidarının bakanları ve üst düzey bürokratları ile ilgili ABD’de Rıza Sarraf (Reza Zarrab) davası kapsamında yeni tutuklama kararlarının çıkması son derecede utanç verici bir gelişmedir.
Rüşvet-dolandırıcılık gibi adi ve yüz kızartıcı suçların failleri oldukları iddia olunan bu şahısları “Türkiye’nin itibarı adına” korumaya ve sahiplenmeye çalışmak ise, doğru bir tavır değildir.
Çünkü ABD yakın geçmişte, önce BM tarafından ilan edilen, bilahare bizzat kendisi tarafından kapsamı genişletilen yaptırım kararlarına aykırı iş ve işlemlere tevessül eden çoğu ABD ve AB ülkelerine ait olan bankalara da yüz milyonlarca dolarlık para cezaları verdi.
Ancak T. Halk Bankası ile ilgili olarak, sadece yaptırımların delinmesine yönelik değil, banka dolandırıcılığı, rüşvet gibi yüz kızartıcı suçlardan da dava açmaya yoluna gittiği görülüyor bugün ABD’nin.
ABD’nin eline, FETÖPKK/PYD terörü ve bölücülükle yoğun mücadele verdiğimiz bu dönemde, Türkiye’ye karşı böylesi bir kozu veren siyasi iktidar bakanlarıyla bürokratlarıyla birlikte büyük bir vebal altına girmiştir.
Bu dava ve soruşturmalar sonucunda T. Halk Bankası’na verilebileceğinden endişe duyduğumuz “milyonlarca dolarlık” bir para cezası mevzubahis olursa, bunu kimler-nasıl ve ne hakla ödeyecektir?
Türkiye Cumhuriyeti’nin kamusal sermayeli köklü bir bankasını bu duruma düşürenler bunların hesabını hiç vermeyecekler, hiç utanmayacaklar mı acaba?
Bakın yine bu köşede yaklaşık 6 ay önce 30 Mart 2017 tarihinde yazdığımız yazıda şöyle demiştik; “...Türkiye Cumhuriyeti’nin kamusal sermayeli köklü bir bankasının Genel Müdür yardımcısına yönelik bu gözaltı olayı, münferit ve kişisel bir hadise değildir. T. Halk Bankası’nın 2010-2015 yılları arasında milyonlarca dolar usül ve yasa dışı ticarete, kara para transferine ve aklanmasına, bankacılık dolandırıcılığına, Rıza Sarraf (Reza Zarrab) ile birlikte kurumsal olarak katıldığı ve sorumlu olduğu iddia edilecektir işin sonunda. Çünkü ABD’ye bu işlemlerle Türkiye’ye karşı kullanılabileceği çok sakıncalı bir koz verilmiştir... İşin daha vahim tarafı, o tarihler