Vizesiz AB için bekleyiş sürerken en kritik aşamalardan birisi aşıldı. Komisyon Türk vatandaşlarının Schengen ülkelerine vizesiz girebilmesi için tavsiye kararında bulundu. Şimdi ise olan Avrupa Konseyi ve Parlamentosu’nun (AP) onayı gerekiyor.
Türkiye ve AB’den bazıları ise ‘terörle mücadelede yasalarında
uyum’ şartını dillerinden düşürmüyor. Vizesiz AB için AB’nin şart
koştuğu 72 maddeden birisi, kabaca terörle mücadele ve terör
tanımında AB standartlarına uyumla alakalı. Bu kesimin kahramanı
ise AP’nin Türkiye raportörü Kati Piri. Daha önce Türkiye raporunda
görüştüğü PKK’lıların söylemlerini neredeyse bilimsel bulgu gibi
pazarlamaya çalışan Piri, birkaç gün önce yine Türkiye’nin terörle
mücadelesini hedef aldı. AB Türkiye’den, AB’nin 2002’de çizdiği
terörle mücadele çerçevesine uyum sağlamasını istiyor.
Piri’nin PKK sempatizanlığını bir an olsun unutalım ve bahsedilen
2002 çerçevesine bakalım. Bakalım ki AB’nin terörle mücadele
konusunda Türkiye’yle uyum içerisine girmesi gerektiğini, an
itibarıyla PKK ve türevlerine karşı gösterdikleri hassasiyetin 2002
çerçevesine aykırı olduğunu da net bir şekilde görelim.
Konsey’in 13 Haziran 2002’de çizdiği çerçeveye göre terör: Bir
insan topluluğunu korkutmak; bir ülkenin temel siyasi, anayasal,
ekonomik veya sosyal yapılarını istikrarsızlaştırmak veya yıkmak,
bir devleti bir icraata zorlamak veya bu icraattan vazgeçirmek
için; insan hayatına kastetmek, kaçırmak veya rehin tutmak, kamu
tesislerine zarar vermek, ulaşım araçlarını kaçırmak, silah
üretimi, kullanımı, ticareti vs. yapmak, su veya elektrik arzının
kesilmesine sebep olacak müdahalelerde bulunmaktır. Terörle
mücadelede evrensel yasalardan ayrılmamayı ve temel hak ve
hürriyetlere saygıyı da vazeden AB, aynı zamanda üye ülkelerden
terör örgütü yöneticilerinin, örgüt faaliyetlerine katılan ve
örgüte bilgi ve para akıtanların da cezalandırılmasını istiyor. Son
olarak ise bu terör faaliyetlerine yardım ve yataklığın, terör
kışkırtıcılığının ve terör girişimlerinin de cezalandırılması
gerektiğinin altını çiziyor.
AB’nin çerçevesine göre PKK ve türevleri ‘kusursuz’ bir terör
örgütü. Gerçi AB raporları PKK’nın terör listesinde olduğundan
bahsediyor ama aymaz bir şekilde Türkiye’nin terör tanımını
eleştiriyor, Türk güvenlik güçlerini kınıyor ve yargılanmalarını
istiyor, devleti sokağa çıkma yasağını kaldırmaya çağırıyor, acil
ateşkes ve müzakereye davet ediyor. Yani Selahattin Demirtaş veya
Duran Kalkan ne diyorsa benzerini söylüyor.