Trump ABD’de başkanlık koltuğuna oturduğundan beri Washington’ın dış politik hamlelerine anlam vermeye çalışıyoruz. Bizi yakından ilgilendiren PKK ve Kudüs gibi başlıklara odaklansak da ABD’nin İran, Kuzey Kore, Körfez gibi dosyalarda da ne yapmak istediği meçhul. Daha doğrusu şimdiye kadar attığı ve bizim “strateji” olarak gördüğümüz adımların, gelişi güzel ve kaotik birer adım mı olduğu yoksa arkasında büyük bir aklın mı olduğu büyük bir soru işareti. Sadece Trump’ı dikkate alırsak bu adımlarda büyük bir strateji aramak yersiz olur. Aynı şekilde Kushner’in adımlarında da büyük bir zeka parıltısı aramak yanlış olur. Zira Kushner’in Siyonist sığlığı strateji değil, ancak cebir üretir. Fakat yönetimde bulunan McMaster, Mattis, Kelly gibi isimlerden beklentiler daha yüksek. Bu isimler sebebiyle Washington’ın dış politik adımlarının büyük stratejiye denk gelen bir tarafı olduğunu varsayıyoruz. Belki de en büyük hatayı burada yapıyoruz.
ABD’nin her a