Bunda tabii ki son yıllarda Türkiye’nin dış politikadaki aktif, sorumluluk alan ve sürekli ölçeğini genişleten yaklaşımının rolü büyük. Örneğin, Suriye krizi öncesinde ülkede üç şehir ismi sayamayacak olanlar bu günlerde sadece İdlib’den, Deyrizor’dan değil Hama kırsalından, Şam banliyölerinden bahseder oldu. İletişim araçlarının kullanımının artması da bunda büyük etkiye sahip. Herkes dile getirdiği görüşleriyle, yazdığı yorumlarla, gönderdiği sosyal medya mesajlarıyla kendisini dış politika yapımının bir parçası olarak görüyor neredeyse.