Beş sene oldu, yedi düvel çoğu sivillerden oluşan bir Suriye halk başkaldırısının başını ezemediler. Önce Esed ve şebbihaları saldırdı tüm imkanlarını seferber ederek. “Hür, hür hürriye” diye şarkı söyleyip halay çeken halkın üstüne ağır silahlarla saldırıp, barışçıl bir protesto hareketini silahlı bir devrim hareketine dönüştürdü. Ardından İran girdi devreye, önce danışmanları ardından birer birer kaybettiği komutanları ve bölgenin dört bir tarafından topladığı yabancı terörist savaşçılarıyla. Kambersiz düğün de olmazdı, Hizbullah bilumum İsrail’i bir kenara bırakıp var gücüyle Suriye halkına saldırmaya başladı. Rusya da eksik kalmamalıydı. Çünkü Esed-İran-Hizbullah üçlüsü Suriye halkıyla baş edememişti. Rusya uçaklarıyla, Hazar Denizi’nden fırlattığı füzelerle ve Esed rejimi ve PKK’ya yağdırdığı silahlarla kabus gibi çöktü Suriye halkının üzerine.
Üç buçuk devlet yetmemiş olacak ki bir de DAİŞ denen kanser
virüsünü türetip Suriye ve Ortadoğu halklarının üzerine saldılar.
DAİŞ Suriye’ye girip zaten bin parça olan Suriye muhalefetini bin
bir parçaya ayırdı. Muhalefetin büyük uğraşlarla rejimden ele
geçirdiği toprakları, ya kendi ele geçirdi ya da PKK’ya
aktarılmasına aracılık etti.
Bu da yetmedi, kendisine “Suriye’nin Dostları” diyen grubun
dinamosu ABD, Suriye’ye karşı kılını kıpırdatmayıp aksine Suriye
dosyasını Rusya’ya ve Rusya’ya çalışan BM Suriye Özel Temsilcisi
Steffan de Mistura’ya havale etti. Yani üç buçuk devletin askeri
olarak baş edemediği bir halk hareketinin siyasi olarak tasfiyesi
için Esed ekseni ile ABD’nin başını çektiği sözde Suriye’nin
Dostları birlikte saf tuttu.
Cenevre’de toplanan taraflar Esed rejiminin yeniden yaratılması
için hazırladıkları, daha doğrusu Rusya’nın De Mistura’ya
hazırlattığı ve BM paketiyle satışa sunduğu, yol haritasını askeri
olarak bir türlü yok edemedikleri Suriye muhalefetine kabul
ettirmek için an itibarıyla dört bir koldan baskı yapmaktalar. Tüm
tartışmalar Esed’in geleceğine kitlenedursun, mevcut yol haritası
intikamla bezenmiş yeni bir Baas rejimi üretmekten başka bir işe
yaramayacak ki o da Suriye’yi 2011 öncesinden daha da kötü duruma
sürükleyecektir.
Cenevre’ye dair mevcut durumun pespayeliği herkesi arkasına alan
Esed ekseninin, masanın karşısında oturacak muhalefet ekibini de
belirlemeyi kendisine hak olarak görmesinden belli oluyor. Kolu
kanadı kırık muhalefetin müzakere ekibine muhalefet sosu verilmiş
Esed müttefiklerinin sokulmasına uğraş veriyorlar. Zaten Esed’in
‘organik’ muhalefeti ‘Heyet el-Tensik’i muhalefet saflarına enjekte
ederek bir gedik açmışlardı. Rusya da kendi organik muhalefeti
Kadri Jamil ve avanesini enjekte etmeye çalışıyor. Diğer taraftan
ise PKK’yı yine muhalefet saflarında müzakere masasına oturtmaya
çalışırlarken, gerçek muhalefetten de masaya oturmaması gerekenler
konusunda BM’ye baskı yapıyorlar. Yani hakemi ve futbol
federasyonunu satın aldıkları bir futbol maçında rakip takımın ilk
11’inin de kendi altyapı futbolcularından oluşmasını isterken,
rakip takımın yıldız oyuncularının da maça çıkmamasını istiyorlar.
Durum bundan basit bir dille anlatılamaz. Kısaca askeri olarak tüm
katliamlarına rağmen sonuç alamadıkları Suriye’de siyasi
müzakereleri de şansa bırakmamak için tüm Ali Cengiz oyunlarına
başvuruyorlar.