Son yüz yıldır dünya birçok jeopolitik kırılma yaşadı. Etki gücü değişen her bir kırılmadan sonra uluslararası sistem ya kurumsal olarak dönüştü ya da sistemin temel dinamiklerinde dönüşümler yaşandı. Bu dönüşümü gerçekleştiren, dönüşümle ortaya çıkan boşlukları dolduran ve krizler sonucu oluşan kırılmaların yarattığı fırsatları değerlendiren aktörler, sistemin başat aktörleri konumuna geldi.
Birinci Dünya Savaşı bu kırılmaların ilkiydi. Küresel çapta etkiye sahip olmakla beraber Avrupa’dan Çin’e, Rusya’dan Yemen’e uzanan geniş bir coğrafyanın jeopolitiğini yeniden şekillendirdi. Yeni küresel güç dağılımı ve dengeler, kendinden sonra yaşanacak kırılmaların da arka planını hazırladı. Hala Birinci Dünya Savaşı’nın jeopolitik miraslarına muhatabız.
İkinci Dünya Savaşı da bu arka plan üzerine kuruldu. Perişan olan bir Avrupa, merkeze yerleşen ABD, ona yetişmeye çalışan Rusya ve savaş sonrası kurulan BM sistemi ve on yıllar sür