COVID-19 salgınının uluslararası sistemde bir kırılma noktası teşkil edip etmeyeceği tartışılıyor, fakat birçok alanda dönüşümlere sebep olacağı şeklinde yaygın bir kanı var. Diplomasi de bu dönüşümlerden mutlaka etkilenecek. Genel diplomatik teamüllerde büyük değişiklikler olmasa da salgın sürecinde kazanılan alışkanlıklar, kurulan ilişkiler ve test edilen metotlar, salgın sonrasında da işlerliğini devam ettirebilir ve geleneksel diplomasi pratiklerine yenilerini kazandırabilir.
Sağlık sektörü doğal olarak salgın sonrasındaki dönemde en fazla tartışılacak ve kapasite artırımına tabi tutulacak alanlardan. Birçok ülke mümkünse yerlileşmeye, değilse tedarik zincirini kuvvetlendirmeye çalışacak. Sağlık kapasitesi güç değerlendirmelerinde önemli bir kritere dönüşecek. Altyapı yatırımı ve ar-ge patlaması ekonomik olarak imkanı olan devletlerde gözle görülür bir şekilde artacak. Tüm bu çabalar uluslararası işbirliğinin artmasını ve sağlık diplomasisinin önem kazanması