Türkiye uzun yıllardır terörle mücadelenin salt askeri metotlarla yürütülemeyeceğini ifade ediyor. Askeri metotların, siyasi, sosyolojik ve fiziki bir takım planlamalarla tandem bir şekilde yapılması durumunda sonuç alabileceğini söylüyor. Suriye özelinde DEAŞ’la mücadelenin başarısı için bu kapsamlı düşünmenin ve koordinasyonun şart olduğunu dillendiriyor. Buna uygun bir stratejiyi Fırat Kalkanı bölgesinde hayata koyuyor. Fakat Batı’da siyasi, sosyolojik ve fiziki planlamalar, askeri metotlar kadar rağbet görmüyor maalesef. Daha doğrusu bu planlamalara dair kelam çok; fakat sahada hala somut bir adım atılmıyor.
DEAŞ Irak’ta ve Suriye’de nerdeyse tamamen saha hâkimiyetini kaybetti. Geriye kalan DEAŞ’lıların miktarı konusunda birbiriyle fazlasıyla çelişen rakamlar etrafta dolaşıyor. Geriye kalan DEAŞ’lıların miktarının bile siyasi amaçlar ve PKK’yı desteklemeye devam etmek için kullanıldığını görüyoruz. Aynı ülkenin farklı kurumu, ya da aynı kurumdan farklı isimler DEAŞ’ı