Daha önceki yazılarda Koronavirüs sürecinin devlet kavramını hem uluslararası ilişkilerde hem de halkların zihinlerinde öne taşıyacağından bahsetmiştim. Gerçekten de salgın sürecinde insanların tek ve eşsiz başvuru mercii devlet oldu. Zira ile salgın ancak devlet kapasitesine sahip yönetim birimlerinin eliyle mücadele edilebiliyor. Devlet üstü kurumların, uluslararası organizasyonların verimsiz ve etkisiz kaldığını da hesaba kattığımızda devlet bariz bir şekilde ön plana çıkmakta.
Elbette ki toprak hakimiyeti ve uluslararası tanılırlığı olan her yapıdan bahsetmiyoruz. Yani devletten kasıt teknik olarak bu sıfata haiz yapılar değil. Salgın sürecinin tekrar altını çizdiği gibi devletin felsefi tanımı, teknik tanımının çok ötesinde anlamlar içeriyor. Vatandaşına her türlü güvenliği sağlayabilen, refah sunabilen, temel ihtiyaçlarını her türlü koşulda sağlayabilen; özetle toplumsal sözleşmenin devlete yüklediği sorumlulukları tam anlamıyla yerine getirebilen yapılar de