Geçtiğimiz hafta başlayan Fırat Kalkanı Harekâtı’nda Türkiye’yi bekleyen iki tane meydan okuma var. Birincisi özellikle El-Bab’da DAİŞ’in güçlü direnişi. Menbiç ve Cerablus sonrasında El-Bab’a yığınak yapan DAİŞ, düşmesi halinde tüm Kuzey Suriye’deki varlığını bitirecek olan şehre özel önem veriyor. “Başkent” Rakka’dan sonra Suriye’deki en önemli ikinci şehirleri olarak bile kabul edilebilir. Hatta bazı DAİŞ militanları El-Bab’a şehrin önemine binaen Medine-i Münevvere diyor. Yine bazı duyumlara göre El-Bağdadi’nin eşi de El-Bab’lı. Her halükarda El-Bab’da Cerablus’tan daha fazla direniş olacak; her türlü hazırlık yapmakta fayda var. DAİŞ ile mücadele zorluğuna rağmen çok kompleks değil; uluslararası destek de oldukça fazla.
İkinci ve daha kompleks bir meydan okuma ise harekat genişledikçe YPG/PKK/SDG ile çatışmanın kaçınılmaz olması. Zaten harekâtın ilk gününde YPG/PKK/SDG ile sıcak temas kuruldu. Birkaç gündür düşük yoğunluklu çatışmalar DAİŞ’le mücadeleyle eşzamanlı olarak devam ediyor. Türk Ordusu ve ÖSO bileşenleri Cerablus’un lojistik hatları üzerinde yer alan köyleri YPG/PKK/SDG’den temizlemeye çalışıyor. Diğer taraftan ise El-Rai’den doğuya doğru DAİŞ’le mücadele sürüyor. Sınır hattı boyunca DAİŞ’in kontrolünde kalan yaklaşık 40 km’lik hattın birleştirilmesi öncelikli hedef olarak görünüyor.
Harekât devam ederken cumartesi gecesi Cerablus’un güneyinde YPG/PKK/SDG ile sıcak temasın yaşandığı noktadan ilk şehit haberimiz geldi. Açıklamalarına bakarsak PKK’nın kullanışlı aptalı Ceyş Suvvar iki tane Türk tankına güdümlü tanksavar füzeleriyle saldırdı.