Trump Yönetimi’nin çeşitli mülahazalarla araçsallaştırdığı Brunson davası ve hayata soktukları finansal manipülasyon çok daha geniş bir trendin sadece bir parçası. ABD bir süredir ekonomik tehdit üzerinden hegemonya pekiştirmeyi dış politikanın birincil aracı olarak kullanmakta. ABD Yönetimi, diyalogdan çok yaptırım, ittifaktan çok maliyet, eşitlikten çok asimetri, demokrasiden çok cebir, müzakereden çok tek taraflılık kavramlarını kullanmayı tercih ediyor. Hal böyle olunca diyalog, eşitlik, demokrasi, müzakere en önemlisi ittifak kavramının içi boşalıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın New York Times makalesi tam da bu içi boşaltılan kavramların önemini hatırlatır cinstendi. Özetle eşit iki ülke olarak, demokratik kurumlara saygı çerçevesinde, müttefiklik hukukuna riayet ederek, iki tarafın da kazanacağı bir müzakere zemininde sürdürebilir diyalog kurmalıyız demekteydi. Aksi durum, bırakın Türkiye gibi bağımsızlık karakteri üzerine kurulmuş bir devlet