Şunu açıkça ifade etmek gerekir ki Türkiye dışında neredeyse hiçbir aktör Suriye krizinin insan merkezli olarak çözümü için uğraşmadığı gibi böyle bir gündeme de sahip olmadı. Krizin başlarında hatta ortalarında atacakları küçük adımlarla yüz binlerce sivilin hayatını koruyabilecek aktörler, Suriye’yi sadece bölgesel ya da küresel rekabet bağlamında ve sonuçları kendilerine dokunduğunda gündemlerine aldılar. Geç kalmış ve küçük adımlar attılar. Sorumluluktan kaçtılar. Bolca söz sarf ettiler, sözle ‘ahlaki üstünlüğe’ sahip oldukları düşüncelerine daldılar.