Suriye'de devrimin ilk günlerinden beri bu soruya cevap bulma çabasındayım. İran'ın Esed rejiminin yanında saf tutarken hangi stratejik hesaplamalar içerisinde olduğu sorusu hâlâ havada duruyor. Sadece muhalefeti destekleyenler değil; İranlılar bile bilindik ezberler dışında neden boğazlarına kadar Suriye'de savaşa girdiklerini ve Esed rejimine neden açık bir çek verdiklerini inandırıcı bir şekilde izah edemiyorlar.
İran Devrimi’nden sonra rejimin halk temelli, devrimci ve Şii hareketleri desteklediği ve bunun İran'ın ahlaki bir borcu olduğunu ezbere tüm İranlılar söylerler. Bahreyn'de, Yemen'de hatta Irak'taki pozisyonlarını da bu ezber üzerinden açıklarlar. Fakat iş Suriye'ye gelince sihirli ezberin fena bir şekilde bozulduğunu görürüz. Suriye'de destekledikleri Esed rejimi kendisini net bir şekilde halkın karşısında konumlandırmış, birçok İranlının da ifade ettiği gibi bir diktatör. Rejimin değişim/devrim ilişkisi 1970’te Hafız Esed'in orduda kendi mezhepsel kliğini hakim kılmak için yaptığı darbeyle kısıtlı. Üstüne üstlük İran dini mercilerinin hemen hemen hiçbiri Nusayrileri Şii olarak kabul etmez. O zaman İran'ın Suriye'de işi ne?