İran'ın nükleer çalışmaları uzun süredir bir bölgesel mesele olmaktan çıkıp BM Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesi ve Almanya'nın müdahil olduğu küresel bir soruna dönüşmüştü. Malum, BMGK'daki daimi koltuğa nükleer silahları sayesinde oturanlar başka ülkelerin de bu kapasiteye ulaşmasının önüne yasal ve yaptırım gücü olan engeller koymuşlardı. Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması (NPT) tam da bu amaca hizmet etmekte. Yine de NPT yürürlüğe girdiği 1970'den itibaren antlaşmaya dahil olmayan dört ülkenin- Pakistan, Hindistan, Kuzey Kore ve İsrail- nükleer silah üretmesine engel olamadı. İsrail dışındaki üç ülke nükleer silahları olduğunu deklare etti. İsrail ise resmi olarak amiyane tabirle "var da diyemem yok da diyemem" politikasını yürütse de nükleer silaha sahip. İran üzerinden yürütülen müzakerelerin amacı da NPT dışı 4 ülkeye bir beşincisinin eklenmesinin istenmemesi. Bir diğer sebebi de Ortadoğu'daki tek nükleer silah sahibi İsrail'e bir rakip çıkmasının engellenmesi.