İslam, dünyada en fazla inananı olan dinlerden birisi. İslam medeniyeti uzun yıllar dünyanın en kritik bölgelerinde devletler kurmuş ve son 15 asırdır kendisini dikkate almadan herhangi bir jeopolitik analiz yapmayı imkânsız kılmış bir medeniyet. Buna rağmen uzun süredir ‘İslam dünyası nasıl kurtulur?’ tartışması yapma ihtiyacı var. İslam dünyasının liderlerini bir araya getiren İstanbul’daki İslam İşbirliği Teşkilatı’nın İslami Zirvesi de ister istemez benzer soruları tekrar gündeme getirdi.
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) üye sayısı bakımından dünyanın en büyük kuruluşlarından birisi. Aynı zamanda kemiyet ve potansiyeliyle ters orantılı olarak dünyanın en verimsiz kuruluşlarından birisi. Yapısı ve üye ülkeler arasındaki siyasi, ekonomik ve coğrafi heterojenlikten dolayı bir türlü aktive edilemeyen, İslam dünyasının bırakın kökleşmiş problemlerini, güncel ve ufak temaslar gerektiren problemlerini bile ele almaktan aciz bir performansı var. İİT’nin yapısı hatta ontolojisiyle alakalı birçok eleştiri yapılabilir. Fakat sorunun kaynağı daha derinlerde ve bu sorunlara değinilmeden yapılacak eleştirilerin çoğu havada kalacak. Nihayetinde İİT, İslam dünyasının bir ürünü ve İslam dünyasının kronik problemlerinden doğrudan nasibini alıyor.