Türkiye siyaseti uzun yıllardır Kobani üzerinden yediği kadar operasyon yemedi. Amerika, IŞİD ve tüm saçaklarıyla PKK, Kobani üzerinden Türkiye'nin iç siyasetini şekillendirdiler. Ne IŞİD'in, ne ABD'nin ne de PKK'nın muazzam bir stratejik önem atfettiği küçük bir şehir üzerinden yapılan siyasi mühendislik Türkiye'de sonuç aldı.
Bu önemsiz şehre IŞİD'in neden saldırdığı, ABD'nin on binlerin ölümüne ve yüzlerce kritik şehrin düşüşüne seyirci kaldıktan sonra neden kendisinin de önemsiz dediği bu şehir için uluslararası koalisyon kurup hava saldırılarına başladığını anlamlandırmak kolay değil. İki taraftan da tatmin edici bir argüman işitmedim. Bu anlamsızlık bir tarafa Kobani, Suriye ve Irak'ta PKK/PYD çizgisinin uluslararası meşruiyet kazanma, Türkiye'de ise HDP'nin barajı geçme çabalarının bir aracına dönüştü. PKK terör örgütü diğer bir terör örgütü olan IŞİD ile mücadelesi üzerinden Batı'dan yıldız toplama peşine düştü. ABD IŞİD'e bomba, PKK'ya da silah yağdırmaya başladığında PKK çizgisinin anti-emperyalist ezberleri de yerini Biji Obama'ya bıraktı. HDP ise yine IŞİD'i kullanarak ve "Türkiye'nin IŞİD'i desteklediği" halisünasyonuna başvurarak ülkedeki Kürt milliyetçiliğini depreştirdi. Bu manipülasyonun meyvelerini de seçimlerde barajı geçerek yedi.
***
Kobani ve onun çerçevesinde yapılan manipülasyonlar olmasa HDP, Kürt oylarını bu denli konsolide edemeyebilirdi. Bu zaviyeden bakınca HDP barajı geçmesini kısmen, hangi stratejik telakkiyle yaptıklarını kendilerinin bile bilmediği IŞİD'in Kobani saldırısına borçlu. IŞİD taşeronu cahiliye kavmiyetçiliklerini tetikleyip Kobani'de tükenirken, Türkiye'ye yönelik operasyondaki görevini de başarıyla yerine getirmiş oldu. Sahi bölgede IŞİD üzerinden operasyon çekilmeyen bir değişim aktörü kaldı mı?