İsrail’de Salı günü yapılacak olan seçimlerin, İsrail-Filistin ve genel manada Ortadoğu’da barış ihtimallerinin altını oyduğu söylenebilir. ABD’de Trump’ın başkan seçilmesi ile birlikte efektif olarak rafa kaldırılan (aksi savunulsa da) barış süreci, Trump-Netanyahu ikilisinin tarihe geçecek seviyedeki provokasyonları ve hukuk ihlalleriyle bir nostaljiye dönüştü. Trump, Amerikan iç siyasetinde de birlikte yol yürüdüğü Likud çizgisinin tüm saçaklanmalarıyla fiili olarak Filistin’in ortadan kaldırılması ve İsrail’in işgalinin normalleşmesi için ardı sıra adımlar attı.
Kudüs’ün İsrail’in başkenti olarak tanınması, Amerikan Büyükelçiliği’nin Kudüs’e taşınması, İran nükleer anlaşmasından çekilmesi, İsrail’in Golan işgalinin tanıması gibi adımlarla Trump, bir Amerikan başkanının bir İsrail başbakanına verebileceği hemen hemen tüm açık çekleri verdi. Trump Yönetiminin Amerikan çıkarlarından ziyade İsrail’in Likud çizgisinin çıkarlarını gözettiği noktasından hareketle Netanyahu,