Soğuk Savaş sonrasındaki dönemde müttefiklik kavramı henüz demini yakalayabilmiş değil. Hiyerarşik ilişkilerin sona ermesi, Rusya’nın geri çekilmesi, orta güçlerin zemin kazanması, bölgesel kaosun derinleşmesi, uluslararası sistemin aşınması müttefiklik kavramının içini doldurmada birçok zorluk oluşturdu. Bu sebeptendir ki kısa dönemli pragmatik ihtiyaçlara cevap verecek ittifaklar kuruldu. Konjonktür değişince ittifakların tabiatı değişti, miadı doldu.
Türkiye-İsrail arasında 90’ların ortasından itibaren gelişen ilişkiler buna çarpıcı örneklerden birisiydi. Türkiye, güvenlik ihtiyaçlarının karşılanmasında özellikle PKK ile mücadelesinde ihtiyaç duyduğu askeri ekipmana ulaşmasında sorunlar çıkaran ABD sebebiyle İsrail ile ilişkilerini geliştirdi. Tabii ki dönemin askeri bürokrasisinin ideolojik eğilimi de bunda büyük rol oynadı. İsrail bölgede Arap olmayan bir müttefik buldu, Türkiye ise parasıyla birçok askeri ekipmana satmaya hazır ve ABD nezdinde lobi yapacak bir ortak