AB’den bazı kesimler Türkiye’nin AB katılım müzakerelerinin dondurulması tartışmalarını yeniden açtı. Müzakerelerin dondurulmasını Türkiye’ye yönelik bir yaptırım olarak kullanılmasını istiyorlar. Sebep, Türkiye’nin PKK terörüne karşı mücadelesi çerçevesinde attığı adımlar. Daha önce de Türkiye’nin terörle mücadele kararlılığını akamete uğratmak için terörle mücadele kanununun değiştirilmesini istemişti AB. Sebep, AB PKK’ya daha fazla örgütleneceği ve Doğu-Güneydoğu halklarını daha fazla baskı alacağı bir ortam yaratmaya çalışıyor. Aslında ısrarlı bir şekilde PKK’nın kırmızıçizgileri olduğunu dillendiriyorlar. HDP sırtını PKK’ya; PKK ise sırtını AB’den bazı kesimlere dayıyor. Adını koyalım, Almanya, Hollanda ve Belçika gibi ülkeler doğrudan PKK terörüne kucak açmış durumda. Öyle dolaylı bir destek de değil bu. Doğrudan sağlanan askeri ve politik destekten bahsediyoruz.
Siyasi açıdan bu üç ülke PKK için Kandil’den daha güvenli merkezlere dönüştü. Kandil’de Türk uçakları PKK hedeflerini bombalıyor; fakat PKK’nın sırtı kalınları Almanya, Belçika ve Hollanda’da muazzam bir konfor ile yaşıyorlar. Örneğin AB’nin önünde çadır kurabiliyor, AB başkentlerinde Türklere ve Türkiye’nin kurumlarına saldırabiliyor, ellerinde terör örgütünün flamaları ve elebaşının resimleriyle yürüyüşler düzenleyebiliyor. Bu, desteğin görünen tarafı. Görünmeyen tarafında ise PKK’nın mezkûr devletlerin istihbarat örgütlerinden aldığı koruma var. Yani bazı istihbarat örgütleri PKK’ya istihbari kalkan sağlıyor. Terör örgütüne silah taşıyan, teröristin cenazesini omzunda taşıyan, PKK terörünü meşrulaştırmaya çalışan HDP’liler de AB’nin baş tacı oldu bugünlerde.