Önemli tartışma konularında, tartışmaya neden ve nasıl başlandığını unutmamak ve unutturmamak lazım. Tartışma başladıktan sonra öyle gelişmeler oluyor ki bir süre sonra kendimizi bulduğumuz nokta başlangıç noktasından çok uzakta olduğu gibi evvela bu tartışmaya neden ve nasıl başladığımızı da unutmuş oluyoruz. Hayat kronolojiden ibaret değildir ama olayların gelişimini anlamak ve basit bir nedensellik örgüsü kurmak için kronoloji faydalıdır. Başını unuttuğumuz veya unutturulmaya çalışılan birkaç tartışmaya bakalım:
Hürriyet her zaman tartışılan bir gazete oldu; fakat gazetecilik
kalitesiyle değil. Hürriyet etrafında dönen son tartışma da
gazetenin yalan bir haberi, manipülatif bir şekilde dolaşıma
sokmasıyla başladı. PKK çevrelerinin kendi cürümlerini örtme
stratejilerini Cumhurbaşkanı Erdoğan'a saldırmak üzerine kurduğu
bir ortamda Hürriyet, yalan olduğu için sonradan kaldırmak zorunda
kalacağı "400 vekil olsaydı Dağlıca olmazdı" şeklinde bir iftiraya
başvurdu. Bunun öncesinde de zaten Hürriyet'in PKK'nın terör
saldırılarını anlatmak için kullandığı edilgen cümleleri, ucu açık
bırakılan gizli özneleri eleştiri konusu olmuştu. Doğan Grubu,
Almanya, PKK vs. tartışmaları dönüyordu. Tam bu ortamda herkesin
telin ettiği, Hürriyet'in binasına taş ve sopalarla saldırı
gerçekleşti. Biz o gün bugündür tartışmayı başlatan yalan haberi
değil, melun olduğu kadar manipülatif de olan saldırıyı
konuşuyoruz. Hürriyet'in boş yazarı Özkök'ün sığınmacı
düşmanlığından vicdan kasıcısına kaydığı hakaretamiz yazısı,
edilgen fiiller ve yalan haber uçtu gitti. Yetmedi bugünlerde aynı
yalan haber üzerinden argümantasyon kurmaya çalışan
Kılıçdaroğlu'nun demeçlerini, Demirtaş'ın PKK'yı akladığı
demeçlerinin yanında yayınlamaya devam ediyorlar.
* * *