Ufuk Ulutaş Akşam Gazetesi

Sorun Arap Baharı’nda değil; statüko bekçilerinde

Beş sene önce Tunus’ta 26 yaşındaki sokak satıcısı Muhammed Buazizi, ülkede yaygın olan işsizlik ve yolsuzluk sorununu protesto etmek amacıyla kendini yaktı. Buazizi’nin bu eylemi kendisinin de tahmin etmeyeceği bir...

18 Aralık 2015 | 167 okunma

Beş sene önce Tunus’ta 26 yaşındaki sokak satıcısı Muhammed Buazizi, ülkede yaygın olan işsizlik ve yolsuzluk sorununu protesto etmek amacıyla kendini yaktı. Buazizi’nin bu eylemi kendisinin de tahmin etmeyeceği bir değişim hareketliliğini ateşleyecek ve sonuçları Tunus’u aşıp Ortadoğu ve Kuzey Afrika’nın birçok noktasına ulaşan yeni bir süreci başlatacaktı.

Daha sonra Arap Baharı olarak isimlendirilen bu süreç geniş fakat birbirine paralel sorunlarla boğuşan coğrafyada birbirinden farklılaşan sonuçlar üretecek; Tunus’ta sokak protestolarıyla Bin Ali devrilirken, Libya’da yüksek yoğunluklu çatışmalarla ve dış müdahaleyle iktidar değişimini sağlanacaktı. Mısır’da ise sokak gösterileri ve sert müdahale sonrası siyasi ömrünü tamamlayan Mübarek bırakmak zorunda kalacak; fakat 1 senelik aradan sonra ordu kanlı bir darbeyle karşı devrim yaparak köhne rejimi yeniden tesis edecekti. Yemen’de Ali Abdullah Salih çatışmaların akabinde geçiş dönemine razı olacak; fakat sahne gerisinden ülkede değişim aktörlerine karşı İran destekli Husilerle ittifaka girip ülkeyi önce iç savaşa ardından dış müdahaleye açacaktı. Bahreyn’de sokak gösterileri nispeten cılız kalırken, somut sonuç üretmekten uzak kalacaktı. Suriye’de ise hâlâ devam eden iç çatışmaları, Rus ve İran işgalini, yerle bir olan şehirleri ve etkileri senelerce devam edecek olan mülteci problemini beraberinde getirecekti.

Aynı Arap Baharı, geniş coğrafyada değişim yanlılarıyla yüzyıllık statükoyu envaı çeşit makyajla hayatta tutmayı amaçlayanlar arasında derin bir kutuplaşmayı ortaya çıkarırken; statüko bekçilerinin tüm imkanlarını seferber ettiği, anlamlı değişim kapılarını kapatmak için yüzbinleri öldürmeyi göze aldığı ve değişim aktörlerine karşı askeri ve istihbari operasyonlar çektiği bir dönem de başlamış oldu.

Bölge halkı yalancı istikrar ve onurlu yaşam ikileminde bırakılırken, statüko aktörleri girdikleri ittifak ilişkileri aracılığıyla bölgede değişim aktörlerine karşı hücuma geçti. Mısır’da Sisi, Libya’da Hafter, Suriye ve Irak’ta DAİŞ peyda edildi. Arap Baharı iklimini şiddetle sonlandırmak için istihbarat örgütlerinin gayrimeşru çocuğu DAİŞ etkili bir şekilde kullanıldı. Değişim-statüko kutuplaşması Türkiye gibi değişime destek veren aktörlere bile sıçratıldı. Örneğin, DAİŞ’le en fazla mücadele eden Türkiye’de DAİŞ üzerinden siyaset mühendisliği yapıldı. Aynı aktörler 7 Şubat, Gezi, 17-25 Aralık, PKK terörü üzerinden operasyonlarına devam etti.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Türkiye'nin eşsiz katma değeri 07 Aralık 2020 | 224 Okunma Biden sonrası ABD dış politikası 13 Kasım 2020 | 258 Okunma Amerikan seçimleri 06 Kasım 2020 | 126 Okunma Avrupa'da ırkçılık ve İslam karşıtlığı 02 Kasım 2020 | 283 Okunma Seçimler ve ABD'nin küresel pozisyonu 23 Ekim 2020 | 151 Okunma